ayrılık rüzgarı savurur sevdalarımızı
şafaklanmadan en koytulara savurur
nafile arayine de zaman
acımasız yok eder herşey
yapraklarım dökülürmalar, haykırmalar bulunmaz
açılmaz
bir düş kurulduğu an
varlığına
fırtınalar savurur en mahrem sırları
ve uzaklaşırsın bilinmezliğe
adım adım
işte o an vururlur en suçsuz
Kar eriyince mor dağlarızda
Yürür kızıl güneşin keskin ışıkları
Saplanır karanlıklara gün gün şafak şafak
Şimdi karart karartabilirsin
Ey ihanetin sadık yoldaşı
gözlerinde kaybettiğim yıllarımı
bulamıyurum karış karış gezmeme rağmen bu şehri
saçlarındaki bir tek tel şahit olabilseydi oğruna çekilenlere
renk renk soluyur baharkarım
damla damla gözyaşı süzülür her vakit
namluya sürülen mermi gibi soğuk ve örkütücü yokluğun
bu gün sarhoşum
kilitle tüm kilitleri
hazır kıta beklet
tüm orduyu
geliyorum
en azılı şeytanla yoldaşız
yurtsuz kuşlar sörüsündeyim
sevgiye susamış keklik gibi
arıyorum hiç bilinmeyen rengi
peşimde acımasız gölgem
en güvenli sandığım en güvensiz
milyon defa kandırılan aynı toprak
Bilinmez sırlarla dolu bir gezegendeyiz
Aynı acıyı milyon defa çekeriz
Aynı umut için milyon defa ölürüz
Her dönüşünde iner iner çıkarız
Aynı babadan aynı annedeniz
yangınların arta kalan her çilede
sonsuz bir ağıt en genç ölüye
hiç bir gelecek bırakmadığımız yeni doğanlar
vurulur tüm dalga yayılır tüm mahsumiyetiyleesirler zincirleri takılı
hak etmedi günlüm bu manasız cezayı
benliğim halka halka düştü hasret ağına
sabah titreye titreye varınca günümüze
aynı gecenin karanlığında kalırdık hep
ve karanlığa yıldıdalga yayılır tüm mahsumiyetiylez ekilirdi durmadan
oysa çip leşiyordu durmadan milenyoma yedi cihan
biz çekerken gürülmez acıları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!