Ey gönül çekme boşa kahır
Kendine uğraş,vakit ayır
Eşine,dostuna hâl,hatır
Sorarsan dillerin ballanır
Yakışmaz sana sitem,ağıt
Dağ kır bayır yeşil otluysa
Sürü sık yünlü bol sütlüyse
Koyun kuzusuyla mutluysa
Değmeyin çobanın keyfine
Savrulup düşen çam pürçeği
Devletlerin başında duranlar
Dünyaya bozuk düzeni kuranlar
Hiç uğruna masumları vuranlar
Yaptıklarınızdan utanıyorum.
Hani geleceğimiz yaz bahardı
Koklayamadım kurudu döküldü
Benim sevdiğim tomurcuk bir güldü
Çare bulamadım boynum büküldü
Kader ne bana ne de ona güldü
Gülüm dikenlerin içinde kaldı
Çocuk yaşta beni dağa attılar
Kepenek altında sabah eyledim
Önüme bir sürü davar kattılar
Toz toprak içinde iflah eyledim.
Kuru somun peynir soğandı aşım
Sevdan uğruna aklımı yitirsem
Seni aramaktan yine vazgeçmem
Gurbet yolunda ömrümü bitirsem
Seni beklemekten yine vazgeçmem
Uçup giden yıllarımı verseler
Geldi de geçiyor şu koca ömrüm
Belki yarısını ziyan eyledim
Nefsimle uğraştı hep deli gönlüm
Zevki sefasını yalan eyledim
Yeller esti ayrı düştüm gülümden
Bostan tarlasında pürüden çerge
Yar beni bıraktı kimbilir nerde
Düşmüşüm amansız berbat bir derde
Bu derdi çergeye assam olmaz mı?
Bostan tarlasında derindir kuyu
Bir deli rüzgar esti
Kızıl bir akşam üstü
Nazlı yar yine küstü
Gönlüme ateş düştü
Oy benim dertli başım
Her şey haram bomboş şu koca alem
Sensiz yaşam ne zormuş canım annem
Yüreğimde özlem gözlerimde nem
Hep seni arıyorum canım annem
Yaprak dökümünde ayrıldık güzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!