Şimdi her söyleyeceğin kanun hükmündedir
Öyle bir an ki bu an
Öl desen ölüm meleği damlar başucuma
Kal desen Nuh peygamber kıskanır beni
Bütün kainat senden yana şimdi
Yüreğim bile...
Rengini kaybetmeyen bir gül biliyorum
Anımsarsın o rengi; hani gözlerinde açan
Bilen bilir güller solmakla ün salmıştır
İlk rengini çok sevsek de çiçeklerin ve gözlerin
Akıbet hep solmakla ün salmıştır
Güneş dost bilinirmiş memleketimde.
Anlatır,
Sakalları ölümü korkuyla bekleyen ihtiyarlar…
Güneşi görmeyen göze kem bakılırmış…
Güneşin batışına ilk ağıdı kimsesizler yakarmış…
Uğursuz bir karanlık çökmüş şiir defterime
Kıpkırmızı bir utançla tutuyorum kalemi
Avuçlarım ter içinde yine
Az sonra sokağın sessizliği vuruyor pencereme
İnce bir çığlık duyuyorum, kesik
Koca bulutlar göğe çivilenmiş gibi duruyorlar
Bir gece yağmurla düşmüştü tüm hüzünler…
Keşke uzatsaydın ellerini yağmura
Öfkeyi tutsak eder gibi,
Sıksaydın damlaları avuçlarında.
Ya da salıverseydin elindeki kumruyu,
Her akşam kendi şiirini yazdırmıştır
Karanlıklar aleminin üstatlarına
Ve umutlara karaçalınmış
Her siyah çağrışımda
Hırçın bir rüzgar savuruyor dalgaları
Kıyıda ıslanıyor hüzün renkli kumlar
Ay ışığı suyu ince ince yalıyor
Ve gece, denize döküyor tüm günahları
Sonra anılar damlıyor birer birer
Anılar ki kurşun etkisi yapar beynimde
O şimdi
Silik bir geçmişi hatırlıyor
Kirli sulara dalıp dalıp
O şimdi
Kanı kadar yakın hissettiği
Güldüğün kadar çocuksun sevdiğim
Gül ki yaşından eksilsin acılar
Gülersen yüreğin hafifler
Şefkat seni sarmaktan utanmaz
İçten öpücükler konar yanaklarına
Hayallerinde pembeler çoğalır gülersen
Asfalt çıldırmış gibiydi
Otomobiller geçiyordu asfalttan
Yeni
Eski
Kirli
Ve temiz otomobiller…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!