Yosun tadında bir özlem bu..
Göz yakarcasına iyotlu..
Denizkızı hikayeleri kadar imkansız..
Kıyıya vuran bir yunusun
Okyanusa dönememesi kadar çaresiz..
Balıkçıların dolu ağları kadar yüz güldüren..
Bir kil ustasını en çok uğraştıran
Kısmındı belin..
Rakı bardağım kadar ince,
Kalbim kadar kırılgan..
Bir heykeltıraşı en çok uğraştıran
Kısımdı yüzün..
İlkokulda öğretilmişti
Güneş hayatın tamamıydı.
Anlamadığım tek şey ise
Ay'ın Dünya etrafında hayranca
Tur atması…
Şuan anlıyorum farkı yokmuş
Kıtlık bölgesine atılan,
Yardım paketi gibiydi dudakların..
Kainatta kalmamı sağlayan
Birincil ihtiyacım..
Halt yemiş o 'aşk karın doyurmaz' diyenler..
Benim olduğun andan sonra
Karamel tenine,
En masum yalanımızı
Yazmak için tüyümü batırmıştım
Kan dolu hokkama.
'Seni Seviyorum ' demiştim de
Prangalar vurulmuştu sanki boğazıma.
Haydi..!
Bak bir yıldız kaydı.
İç geçirerek dilediğin cümleleri
Nüksetme vakti..
Son demlerindeki bir ateşi
Umutla közlemek için uygun bir zaman..
Bir aşk kitabı yazmak üzere
Çektiğim krediydin sen..
Ve günden güne tükendin..
Sen gittikten sonra
Ne aşk yaşayacak,
Ne yazacak gücüm kaldı.
Önceden yalnızlıktan şikayet ederdim.
Duvarlarla muhabbetlerden,
mürekkeple bilinç altımı çizmekten...
Şimdilerde kalabalıklaradır bu sitemim.
Yalancı, çıkarcı insan türevlerinden...
Arka cebimdeki cüzdanım kabarırken yatağıma almıştım
Hayat bu bazen düşündüğümde
Sirki andıran bir peyzaj sunuyor ortaya.
Aşkın ateşten bir çemberi temsil ediyor
Bu peyzajda...Ve sonra
üzerinde yürümek zorunda olduğumuz
O ince ip Sırat...
Hey merhaba bayan!
Sen dün gece beni parkta
Çaresizce bırakan kadın olmalısın.
Yinede itiraf etmeliyim ki;
Yüzüne vuran güneş
Cennetin aydınlatılması gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!