Yaklaştım yaşlandı bak ömrüm
Uzun dedim kısa geçti günüm
Kırış kırış şimdi gör ak yüzüm
Sonsuz yolculuğun başıdır ölüm
Uzanıp camide musalla taşına
Dolaştım bir uçtan diğer uca
Vefasızların yurdu yalnızlar sokağında
Ağzımda beyaz makoran bir sigara
Savurdum keyifsizce asi rüzgara
Düşündüm yalnız olan ben miyim
Yalnızlığımı ruhuma milim milim işledim
Belli değil mi görünen halimizden
Ne kaldı kırık dökük hayallerden
Gün ağardıkça acı acı ilerleyen
Yalnızlığımın içinde yalnızlığı besleyen
Anlatmaya gerek yok her şey bellidir
Düştüğüm yerden kalkıyorum
Yaralarımı kendim sarıyorum
Sırrımı kimseye diyemiyorum
İşte böyle yaşıyorum
Az konuşup çok susuyorum
Saçlarım ağarmış belim bükülmüş
Omuzlarıma yorgunluk çökmüş
Ruhum bedenimi epey üzmüş
Yaş büyümüş ömür küçülmüş
Bakarım aynaya bu ben miyim
Bastonuna yaslanmış oturur taburede
İki eliyle kavrarken kulağı müezzinde
Huşu ile bekliyor vakit namazını
Okşuyor pamuk kadar beyaz sakalını
Gözlerinde ibadet etme huşusu
Yüzünde nurlu yolun muştusu
Yolun uzun oluşuna üzülme
Gün gelir kısalır gecelerde
Ne kadar uzun olursa yol
O kadar acı çekersin kendince
Bilmezsin o güzel hülyaların
Bir kabusa dönüşeceğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!