Uyandı
Dün bu tavanda bir lamba vardı
Bugün bir tuhaflık var
Kalktı
Uyku sersemi
gözlerini yumdu banyosunu yaptı
Atlılar toz duman bulut
aslan gibi
yıkım gibi değiller , ne de iyi niyet
geliyorlar işte
gelmek için
kızıl açlık dört nala gözü dönmüş
çengel misali dev dalgaları kan
bol köpüklü olsun benimkisi
akma lan akma artık
varamayacaksan akma artık
niye varsın yazamayacaksam
Gecenin rengini çalmış floresan
Örtmüş gizini kaldırımın
Gördüm onu boylu boyuna yerde yatıyordu
Taze tecavüz edilmiş o arnavut
yerde boylu boyuna
sessizce neredeyse dilsizce
Kırk yıllık matematikçinin
Elli yıllık şiirleri
İnsan
İnsan ne zaman insan olur
Otuz iki dişi vardı
İşte bir boş kağıt
Böyle kirletilir tertemiz
Ellerin kanayarak,
dudakları mühürlü
bir kadınsa kağıt
işte böyle kirletilir
ben ki misafir yatakların belası
her gece başka geceyle uyku çapkını
yatağım mı kart anlamadım evimdeki
yoksa gece mi girmiyor odaya
öyleyse bu buğulu sis kimin sessizliği
yatağımın altındaki
loş ışık ve boş veranda ikimiz hariç
yolda buldum ölümünü cesedi hariç
gece gibi bir şal ve bergamotlu çay
o kendine geldi, imdi cesedi bendim
anlatmaya başladı yaşamı
duyabiliyormuşum gibi
Şu kaldırımların altında
hevesle aradığım eşya
evde köşe bucak baktım
ayaklanıp kaçmadı ya
gidilecek yolum, süreçten
kelepçe neleri kitler
yatağımın altında bir kaypaklık seziyorum
uyu diyor uyumalısın
sallıyor beşiğimi
acıkmıyorum ki doymuyorum ki
uyumuyorum, uyanamıyorum ki
bazen bir gülmedir alıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!