Zemheri var bu gece,
Kar taneleri bir haber varlığından güneşin.
Ağaçlar da nasibini almış, bembeyaz.
Kar örtmüş sanki şehrin bütün kederini.
Ötede soğuktan burnu kızarmış çocuklar görüyorum,
Şen şakrak vaziyette oradan oraya koşturuyorlar.
Bilmiyorsun içimde kopan fırtınaları,
İçimden atamadığım seni,
Mahcubiyetimi.
Bir gün anlatacağım sana,
Gözlerini, sözlerini, gülüşlerini,
Seni ne denli sevdiğimi,
Ben eski devrin adamıyım, bu dönem bana göre değil.
Aşkı kovaladım mütemadiyen, fahişelerden hep uzak
durdum.
Sevdiklerimle sevişip onlarla içtim, hep adım kaldı ben
gittim.
Ruhum diz çöktü yalnızlığımın önünde,
Bir parça ben olsam kendimden de
Durdursam hiçlik hissini.
Takvimlerin eskittiği,
Saatlerin unuttuğu adamı oynamak zor hayatta.
Üstelik provası da yokken,
Zorla oynatıyor,
Aklımın alamadığı yollarda uzun süredir yalpalıyorum.
Başım göklerde, dimdik.
İçim savaştan mağlup çıkmış ordu gibi.
Bitap düşmüşüm kafa tutarken yarınlara,
Ne ışığım kalmış ne istikbalim.
Hissiyatımı sorma beyim,
Beynimle kalbim derin bir cenkteyken
Bedenim göğüs geremiyor artık bunca darbeye.
Beynim mührü sokmaya çalışıyor kalbimin mezarlığında,
Kalbim, tapusuna ellere vermek istemeyen bir âşık gibi
direniyor bütün her şeye.
Ait olmadığın bir kalbe sığmaya çalışmak hissi,
Şimdi bir kahvehanede,
Dibinde tortusu kalmış çayımı yudumlarken geldin aklıma.
Gecenin tüm hüznünü,
Gündüzün tüm umudunu sana yazdım da
Bana kalan yine ıssız bir kapı oldu.
Artık çayım da soğudu.
Çiçekleri suladım bugün gözyaşlarımla.
Sayamadım mevsimleri ve bilhassa günleri sen benden
gittin gideli.
Umarsızca yürüdüğüm şu yollarda bir hancı arıyorum,
Tutunmak için bir dala,
Aidiyet hissimi uyandırmak adına,
Kül rengi yalnızlığıma sirayet eden pek dirayetli sevgilim,
Etraf çok karanlık, ses ver n’olur. Aklımın ucundan geçirdiğim
hayallerimi bir falezin kenarından özgürlüğe uğurladım.
Artık daha da bir başımayım bu hayatta ve çok karanlık
yalnızlığım. İnsan kendini ölüme götüren bu şeytani virüsü
içinde taşıdığını bilir mi? Ne zaman farkına varır dünyadaki
Körelmiş duygularımın sesiyim bu gece,
Kanadı kırılmış, başı ezilmiş bir kuşun umutsuzluğu
var üstümde.
Efsunlu ormanların ortasında kaybolmuş benliğim,
Aldığım her nefes afyon gibi,
Yüzünün şeklini şemailini çıkarıyor gözlerimin önüne.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!