Binbir bahane buluyorum yağan yağmurla
Ağlamaktan yosun tutmuş gözkapaklarıma
Ardıma bakmadan koşar adım yürüyorum
Sarhoş başım çarparak kanayan duvarlara
Acıtıyor sol yanım,bileklerim kanıyor
İnan,koktuğum böyle ölmek değil aslına
..
..evimin kapısı çalıyor
bu gelen sen olmalısın
git lütfen
istemiyorum seni..
aramalarına cevap vermediğim için
gelmiş olmalısın
hayatımdan endişe duymuşsun
..
Denizin ortasında sakin, sessiz bir kule
Onu bilmeyeni yok tarihi kıymetiyle
Sırra erdim şu anda onu seyre dalarken
Güçmüş anlamak onu yapayalnız haliyle.
Bir kişi ki kendi de düşmüş yalnız aleme
Yarı gonceden ırak dalmış aşk alemine
Kuleye eder nazar Dolmabahçe sırtından
..
Nerde o gözü karalık
Nerde o mangal yürek
Gitgide artıyor korkum
Bir tarafta sevdiklerim
Bir tarafta ülkem
Azmış,kudurmuş canavar
Vazgeçtim kendi canımdan
..
Parmakların sözcüklere köprümüdür
yoksa
parmakların köprüyken dudakların mı
sürtündü geçti bedenimden
ya kalbinin suskunluğu
Kör kuyudan sözcükleri çeken kimdi?
..
Selam sabah ile başladım işe
Telekom dur dedi güzel gidişe
İçimize düştü garip endişe
Düzelecek işler sabretmek lazım
Yabancılar gibi çekingen kaldım
..
Gir
Gir içeri.
Paltonu askıya as.
Işığı biraz azalt.
Yüzünde endişe ve huzursuzluk var ise
Seninle birlikte içeri girmesin.
Onları kapının dışında bırak.
..
İçimdeki seste artık sorularıma yanıt bulamıyor,
İçimdeki kızda artık seni sevmiyor,
İçimdeki acı artık durdu sanıyorum,
İçimdeki merhamet artık bitti sanıyorum...
Artık,ağlamak yok
Artık,endişe yok
..
şarap
sessizce
bekler koynunda
şişenin
akmak ister
usulca
..
Geçtiğim sokaklar eskiydiler.
Salaş dükkanların kapılarında yaşlı esnaflar.
Ve çınarların gölgesinde, ağustos sıcağında;
Nargile içip, tavla oynayanlar.
Sol yanımda lacivert, hırçın Karadeniz'im.
Hayır siz bilmezsiniz.
..
Ay yüreğime doğardı seninleyken
Garip bir hüzün eşlik ederken sevgime
Ama sen yaşanmalıydın benden gidesiye
Öyle bitmez bir ateşsin içimde sen diye
Sensizlikle oluşan kızgın sahrama
Bir damla yağsan şükür olurdun dilimde
Senle olmanın o kutsi hazzı akardı iliklerime
..
Herşey sustuğunda
duyuyorum kirpiklerinin birleştiğini an be an.
Hiç konuşmayalım,
Soluk alışın anlatıyor niyetini çırılçıplak ki;
Utanma, şehvet aşkın yaramaz çocuğudur,
emzirilmeyi bekler hınzır.
..
meydanlar boş,
hava puslu,
ve uykudaydı şehir hiç uyanmamacasına...
tende endişe,
ellerde ter,
koşup köprü altlarına,
bucak bucak saklanmak için korkularından,
..
Zamana ihtiyac var
Cunku zaman bir ilac
Zamandir beni benden alan
Zamanla yeserir bir ask
Tanimak bir ruhu
Sevmek kendin gibi
Bilmek kendin gibi
..
Sen beni bırakıp unutacaksan
Sevme sen istemem yar deme bana
Yaralı gönlümü sızlatacaksan
Gelme sen istemem yar deme bana.
Düşünme sen beni kafana takma
Boş yere ağlama ağıtlar yakma
..
Bilmez misin sen sevgilim, çok naz aşık usandırır(!)
Sevgisi çok olsa bile, taşınmaz bir yük sandırır! ...
Kalp için önemli olan, çok sevgi ile dolmaksa;
Sevgi dolu bu kalbime, gerçek sevgili olmaksa! ..
Sevmeye meyilli olan, biraz cesaretli olur:
..
Yürü kötülerin üzerine sonsuz sevgiyle
Kulak asma kimseye, sevdiklerine bile
At kamburunu, kır zincirlerini özgürleş
Ne endişe ne kibir tohumu düşsün içine
Korkma ama küçümseme de düşmanını
Yüzeyde görünmez alta doğru büyür buz dağı
..
Sevgili Mavi Melek; Bil ki çok zor benim için bundan sonrası.
Su kadar demiyorum, hava kadar elzemdin yaşamım için. Bütün sorunların benden kaynaklandığına inandım.Ne zaman şemsiyene sığınmaya kalksam, sırılsıklam, al kan oluyorum kirpiklerine saklansam.
Bir gün bile küs duramazdık, üç hafta aramayacağın kadar ciddi kazalar yapmaya, cezaları hak eder olmaya başladığımı fark eder oldum.
Tam unutmanın pansuman tedavilerine geçiyorum derken, ummadığım yerlerden gelen darbeler, şarapnel gibi açıyor, kanatıyor yaralarımı.
Bir sevda sarhoşluğu anımda değil, seni hiçbir şekilde kaybetmeyi göze alamazdım.Yaşamımın ikinci baharında toprağımın bereketli olmasından değil, yüreğime ektiğin tohumlar en verimli hasatı almamı sağladı. Hiç böyle zengin duygularım olmamıştı.
Bağışladığın zenginlikler ömrümün tüm karanlıklarını aydınlatacak güzel anılar, hoş hatıralar, biber lezzetinde acılar, tatlı yaralar ve tükenmesini düşünemeyeceğim dostlukların korunması görevini yükledi yüreğime. Tanışmamızı sağlayan dostlarımız, telepati frekansımızın koordinatlarını, gelişmelerin boyutlarını kestiremezler. Yüreğimdeki rap rapları darbeler sürecinden geçen 68 kuşağının yurtsever bir sevdalısı olarak aynı endişe ve heyecanla yaşamıştım:
..
Bir anne çocuğu bir günde doğurabiliyor deyişe, sanırım buna medeniyet diye seğirtecek sapıklık yeryüzünü saracak kadar çok olabilir. Seçim sonuçları tatırdı bu benzerliği… Elektrik branşı ne başardıysa, tıp da o çapta başarıya ilerleyebilir, endişe etmem elbette buna… Endişe etmem, Amerika silah gücünün veya Batı’nın, birkaç saniyede dünyayı yörüngeden fırlatabileceğine..
Bir anne çocuğunu bir kere emzirip, artık büyümene yeter bu diyemiyor çok şükür, sosyal varlık olduğu unutturulmayacak vasıflardır bu sorumluluğun yaşattığı mutluluk gülücükleri… Bir aile de, bir evlilik, komşuluk, çevre bilinci, arkadaşlık da sürekli bu ilgiye muhtaç. İyi bir ilişkinin gıdası süreklilik, sürekli bir ilgi
Okulu bitirdim, adam oldum demeye yetmiyor insan varlığı kalabilmeye. Zira, beyin sürekli hatırlatıyor bize, sosyal varlık olduğumuzu çok şükür. Kısa bir süre için de olsa okumamak, tek düzeli okumak, örneğin gazete okuyorum diyebilecek kadar yeterlilik bürünmek, asırları sızlatacak kadar gerilemeye, açlıktan ölecek kadar soyup soğana çevirmeye iştahları kabartan bir neden oluyor. Saldıran, soyan hırsızlar suçlu değil, bu suça davet eden bilgi sefilliğimizdir hırsız, ahlaksız, adaletsiz olan… asırları ağlayarak yavrularımız yine baştan, şayet bulabilecekse ve bu kez hırsız gibi bilgiye ilerleyecektir yavrularımız, bizim taşıyamadığımız şerefi, tepe tepe basitliklerle yıprattığımız şerefi, ruhunun sesini yüreğinde duyabilen yavrularımız bir ulus varlığına hür bir yaşam inancına, yavrularımız ihtiyaç duyacaktır belki taşımaya. Taşıyacaktır da…
Vatan, sürekli bir ilgiye kaynağını belirler: ilgiye kararlılık ile
..
İnsan bir kere kırıldımı sevgiden söz açıldı mı
Hiçbirşey eskisi kadar içini ısıtmıyor
Ve eskiden gelen hiçbir istek artık şimdilerde sahip olunmuyor..
Çok mu beklenti içine giriyor yoksa insan
Hayat neden daha çok anlaşılmaya zorluyor..
Dakikaların saatlerin uygunluğu için boşa harcanmış günleri,
Ne telafi edebilirdi ki beklenen hala umut edilense?
..