Sana koştuğum yolları beyaz ölüm kaplamış, bir adım atsam sana doğru, batacağım, biliyorum... Sen bile hiçe saymışsın beni yüreğinde, silip atmışsın gözlerinden, yırtıp atmışsın resimleri, çekmeceden...
Sanki, dikenli teller çevrelemiş yüreğimi, sanki İstanbul’un en soğuk gecesini yaşıyor yüreğimi. Üşüyorum, içim üşüyor, her yerim buz kesmiş, titriyorum, korkuyorum, ağlıyorum ve asice haykırmak istiyorum sen diye ama sesim çıkmıyor...
Boş bir odaya girip seni haykırmak istiyorum, sen diye bağırmak, sesim ben gibi tükenene kadar bağırmak, ama olmuyor...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta