Kış uykusu gözlerime tabi.
Yuvaya çekilmiş düzenbaz iltifatlar yüreğimde.
Tabi olduğum beden bana yabancı.
Sonucu belli olmayan bir sınav,
Gecenin arka yüzünde,
Sorular düşsel imgelere bağlı.
Günün yorgunluğu belime bağlanmış,
Gece kutsal ışığını sorguluyor,
Feri tükenmiş gözlerimde.
Vakit gece yarısı, zaman kalburu delik.
Her şeyi elemekle meşgul.
Bir tutam acı göğüs kafesimde kendini hatırlatıyor.
Hepsini parçalamak geliyor içimden,
Bir kâğıda döküp,
Zamanın izi değmiş cümlelerle.
Cılkı çıkmış dünyanın,
Bayat yumurta niteliğinde.
Avuçlarımın arasına alıp
Sıkmak geliyor içimden,
Tüm kötülükler ve acılarla birlikte.
Ne ilk ne son olacak bu isyanlar,
Kendimi zaman makinasına bağlamışım.
Ağlak bir ifade yüzümde,
Kurban ediliş sahnesinde.
Şimdi kalbi kırık cümlelerin şikâyet zamanı,
Ne söyleseler tamam diyorum.
Kendimle konuşuyorum,
Sadece kendim duyuyorum.
Mutluluklar çekilmiş odalarına,
Dış dünya umurlarında değil.
Her şey izleme modunda,
Ama kaplumbağa yalnızlığında.
Kurnaz tebessümler, acıların evine gülümsüyor,
Hep bir kaçış sahnesi.
Apalak bir çocuk annesinin kucağında,
Yorgun gözlerimden sevgi bekler gibi.
Ne çok çıkmaz sokağın var dünya, Ne çok!
Her yol hikayesi kendini tanımlarken
Verilen molalarda hep
Hüznün şarabı yudum yudum.
Duygu kaçaklarını önleyememe ızdırabı
Acıyı yazarken yüzüme
Küçük bir can çığlığı bende.
En küçük yalnışlarımı bile affetmedin hayat!
Sevilere uzanan ellerim bile ürkek.
Kayıt Tarihi : 29.12.2023 16:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!