Ne bağırdık,ne çağırdık
Başımız dik yürüdük yolumuzda
Yalnızlığın dibine vurduk
İç gıcıklayıcı kapı sesleriyle
İn,cin,karabasanlarla arkadaş
Karanlıklarla boğuştuk
İçimize işledi dondurucu soğuk
Boş tabutlar,yatmaya hazır
Ve yarasalar yıkık dökük viranede
Rutubet sandılar duvarlarımın gözyaşlarını
Kurum kokusu yorganımı
Kayıp giden gençliğimi..
Kanadına yazdım turnaların
En güzel şiirlerimi
Mavi gökyüzü çok uzaktı
Kapılarda kurşun delikleri
Bakışlar titrek,bir güvercin gibi ürkek
Lapa lapa kar yağardı
Sokak lambasıyla izlerdik beraber
Kirpiklerim buz tutardı
Yıllarca küllerimi topladım
Bolca yalnızlık biriktirdim
Defterlerde,kağıtlarda,kalemlerde
Ağustos böcekleri gülerdi halime
Ağustosa inat üşürdüm
Kış çocuğuydum ben
Yazı hiç bilmedim
Her gün bir asır gibi
Her gün tutsak
Ekmek parasına hayat
Toprak altı tarafımı, kimseler bilmez
Dallarım nasıl yeşillendi
Yaşayarak anladım ki
İnsan topraktan yaratıldı.
Kayıt Tarihi : 18.11.2014 22:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!