En genç yaşım ALLAH'ım Şiiri - Zeynep Beşen

Zeynep Beşen
998

ŞİİR


26

TAKİPÇİ

En genç yaşım ALLAH'ım

dam uçlarında çok gezmişliğim vardı çocukluğumda,
anneme telefon açardı komşular
lütfen şu çocuğa bakın yoksa tepe taklak düşecek bir gün mazallah,
güvercin yavrusuna dokunduğum dan beri
anlamıştım o gün bu gün,benim yerim hep yükseklerdi,
yüksek duvar başları,ağaç dalları memleketim olmuştu,
ıssız olmadığımı on iki yaşımda keşfettiğimi hatırlıyorum
secdeye eğildiğimi,ve ona(cc) ağlayarak söz verdiğimi,
en genç yaşım ALLAH'ım şimdi hatırlıyorum da nasılda ağlamıştım.
verdiğim sözden kaç kere döndüğümü şimdi daha çok kavrıyorum
iyi ki şükür ki beni senden kapından kovmadın!
yoksa şu anda bu dünya da mahvolurdum biliyorum
on sekiz yaşım dayım,babamın yanında tezgahtarım,
rutin işler her gün,gazeteyle cam silmek,dükkanın önünü temizlemek,
su içmek,susmak! babam ve ben yan yana durmak.
anlamsız değildi günlerim,sadece farkında değildim.
müşteriler,alım,satım güler yüz,bereketini görünler.
şükrümü ALLAH'ım şu anda bu yaşımda daha iyi kavramaktayım.
incindim incinmişliğim sanırsam bu adımdan
incisiz çiçeksiz üç kolye sayısını bilemediğim bileklikler
rahatsız etmemişti beni,şimdiki bu halim kadar.
damdan düştüğümde bacağım yeniden çıksın isterdim
elimde olmadan kalbimi çıkardım sanırım.
koyu küfürsüzlüğüm bundan, hep bu yanlış uzuvlarımın çıkmasından.
isteyerek yapmıyorum bunu,hep kader ve hep kazadan.
mutluyum şimdi hep beraber mutluyuz şimdi,içerlerim çürük yüzlerim umutlu.
ellerim temiz,yüreğimde biraz ayran çepeli,
ne olurdu demelerimi yirmili yaşımda terk ettim.
elemde olsa benimdir düşüncelerim,
bana bıraksalar beni kendimle iyiyim aslım da.
benimdir bana verilmiştir tüm yaşadıklarım.
bana verilen her şey için Rabbim teşekkür ederim.
insanların da beni anlamasını beklemiyorum,
biliyorum bu imkansız.
acı değil üzücü değil,
anlaşılmadığım için üzülmek saçma geliyor bana
insanı senden (cc) başka kim anlar.
çünkü sen (cc) varsın,
sen olduktan sonra keder hangi kalbe mekan kurar bilemiyorum.
dam uçlarında çok gezmişliğim vardı çocukluğumda,
o duvar senin,bu ağaç benim.en uç kısımlar hep benim.
azda düşmedim hani,
kırık bilek,çıkmış bacak
ve başım da sayısını bilmediğim kadar yara izleri,
onlar geçti de Rabbim ya izi olmayan ağılarımı ne etmeli diye düşünmüyor da değilim bazen.
sonra seni düşününce,gülüyorum affet sızılarıma,
boyutlara sığmayan yaralarımın küçüklüğüne gülüyorum,
affet.
beni bunun için affet.
derdi dert sayamıyorum.
dert senden gelince ben derdi cennet güzelliğinde buluyorum.
hem sana iman edip hemde kendimi yıkamıyorum,
olmuyor Rabbim sana tutunduğumdan beri,
kederi içimde barındıramıyorum.
beni bunun için affet,
seni düşününce dünya nokta,
dert diye değindikleri şeyse dünyanın içinde nokta.
ben noktalara üzülemiyorum.

Zeynep Beşen
Kayıt Tarihi : 9.5.2014 04:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


bunun hikayesi ormana gezmeye gitmiş,ya demiş ormana gelmişken bir de şirin dedeye ugrayayım demiş.başlamış armaya.ne bilsin garibim şirinlerin sadece iyilerin karşına çıkma olayları olduğunu.işte dediğim garibim. neye niyet ona kısmet direyerek gitmiş gargamelin evine, iki hoş beşten sonra,üç de azmanı sevdikten sonra on bardak çayla bir bardak suyu takas edip gargamelle vedalaşıp düşmüş ormanın derinliklerine.gidiş o gidiş hala şirinleri belki bir gün görürüm ümidiyle hala ormada kurduğu çadırın için de kendi ülkesini kurmakta..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zeynep Beşen