'Mensur Şiirlerimden...'
(ÇARESİZDİR MEZRALAR)
En dertli şarkıyı, bir kurşun söyler orada.
Orada ve o kurşun sesini ninni bellemiş topraklarda…
...
Can yanar, canan yanar…
…
Ay’a karşı ulur kirli köpekler gecelerde. Ve yanan bir mumun ardında, bir rüzgâr bekler pusuda.
Ümidi söndürmek için…
…
…..
Mateminde olurum bahtsızlığın, kara talihin.
Ve isyanında yer alırım, ümidi yele veren o bilinmez tarihin! …
…
…..
En dertli şarkıyı, bir kurşun söyler orada…
Yürekler param parça olur. Şivanlar başlar ve analar ağlar.
Canlar devrilir yarını umutla bekleyen ümitlerle beraber. Gencecik dallar kırılır.
Sevdalar, toprağa serilir boylu boyunca.
Çaresizdir mezralar…
…
…..
Kurşunun adresi, sorulmaz oralarda…
Zaten, çoğu kez de, adresi meçhuldür kurşunun.
Kurşunun adresi yok ise eğer, kesilen faturalar, hep elde kalır.
Kimseler vaat edemez bana, sonbahar gibi bir cenneti.
Işığı söner, yarını umutla gözleyen yüreklerin...
Ardından, feryatlar başlar.
Kadınlar zılgıt çeker, yürekler közsüz pişer.
Musluğu kapanmaz bir daha, kan ağlayan gözlerin!
…
…..
“Kan davası” derler adına…
Bir töredir sürdürülüp gelmiş ve bir davadır ki sürüp gider. Umutlar sağ bırakılmaz yarına…
...
Neyin davasıdır, bilinmez.
...
Bir mavzer, bir keleş verilir ki bir namerdin eline, basıldıkça tetiğe, acılar bir kara basan gibi çöküverir tarihin göbeğine…
Ardı, arkası kesilmez olur davanın.
Uzanır namlular kundaktaki bebekten, yetmişlik bir ihtiyarın gün görmemiş döşeğine…
Çekilmez bir belâ, satılmaz bir felâket ki, mermere işlenen nakış gibi işler acısı, taze bir gelin yüreğine…
…
Tapulu mülk olur senelere.
Dededen toruna bir mirastır ki, yar olmaz kimselere…
…
“Kan davası” derler adına…
Kana, nasıl bir dava açılmış ve neyin davasıdır bilinmez.
…
Cehalet, yasa tanımıyorsa eğer, mermiye sorulur adalet… Ve bir çekirdek, ocak söndürür.
...
Ocaklar söner orada.
Tütmeyen ocak olur haneler, çıraklar söner.
Ve her zaman ölüm kapıda, süresiz bir nöbet bekler…
…
Gece olur, karanlık çöker…
Çifte sürgüler çekilir kapılara.
Dualar eklenir dualara, yarına çıkmak için.
Çocukları masallarla avutmaya başlar, saçları daha yirmisinde akla tanışmış nineler…
…
Neyin davasıdır bilinmez…
…
Eğitilmemişse kafalar, eğitmen olur fikir fakiri fukaralar.
Ve oralarda, fikir fukaralarıdır yol gösterenler.
...
Kargalar kılavuz olursa eğer, hedefi kendince gösterir... Ocak gös-terir. Yakılacak can, alınacak kelle gösterir…
…
…..
“Kan davası” derler adına…
Neyin davasıdır bilinmez.
Allah’ın emretmemiş, kitabın yazmamış olduğu bir dava.
Acizliğin çaresizliğe, çaresizliğin adaletsizliğe dönüştüğü bir dava...
Güçlünün hükmettiği, zorbanın haklı görüldüğü bir dava ki, Allah’ın kabullenmediği bir zulüm…
…
…..
En dertli şarkıyı, bir kurşun söyler orada…
Can yanar, canan yanar.
...
Çaresizdir ana! Çaresizdir orda mezralar! …
Mehmet Cemal SaydamKayıt Tarihi : 19.8.2010 05:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Cemal Saydam](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/08/19/en-dertli-sarkiyi-bir-kursun-soyler.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!