Senin için şiirler yazabilirdim,
Ama kusura bakma,
O kadar şair değilim!
Gitme demedim sana, diyemedim.
Desemde kalmazdın ya zaten,
Yıktım tüm mabedimi,
Komadım taş üstünde taş.
İlk gördüğüm yere gittim seni,
Bağırdım... Nedensizce, kimsesizce,
Sahi,
Aşk var mı gerçekten,
Yoksa herkes kendi yalanına mı inanıyor?
En çok sevdiğin insana sırtını dönüp gitmek vefasızlık mı bilmiyorum,
Ama büyük bir ızdırap, bunu ona yapınca anlıyorum.
Zamanla işim yok artık,
Saat kaç hatırlamıyorum.
Kini ve…
Hala içimde bir yerlerde kalan aşkı bir arada yaşatıyorum.
Uykusuzum, ay bile ışık vermiyor eskisi gibi.
Zifiri karanlık gecede renkli hayaller kuruyorum.
Karanlıktan değil, karanlığından korkuyorum.
Sabah mı artık olmuyor,
Güneş mi benim için doğmuyor?
Geleceğe adım atmak için, geçmişten vazgeçmek gerek bazen,
Her şeyin,hiçbir şeye karıştığı o âna,lahza der diğer insanlar,
Bense anamam bile adını, nutkum tutulur söylemeye kalksam.
Çöldeki kum taneleri gibi, kara hasret, yağmura muhtaç...
Korkumdan değil, ve fâkat,
Bambaşka bir duygu bu,
Her insanın bir sırrı var bu dünyada,
Kimseye anlatmadığı,anlatamadığı,
Duyulmaması için herkesten sakındığı
Kimi aşkını, kimi işini, kimide düşünü...
Sen benim kimseye anlatamadığım sırsın,
Münker ve Nekir sorsa seni, yine de vermem adını.
Gözümün takıldığı her yerde aradım seni.
Duydum sanki sesini.,
Hissettim aşk kokan nefesini...
Bundan gayrı unutamam ben seni.
Daha ilk gördüğüm anda seni,
İyi bilirdik hikayesi,
Neye inanacağını şaşırıyor insan,
Bir yalancının yalan söyledim demesi gibi...
Belki istemez yalancıda yalan söylemek,
Ama dur diyecek yok ki kimsesi.
Sana susadım,
Kendi canıma yavaş yavaş kast ediyorum.
Sigaradan farkın yok!
Bırakamıyorum...
Sana kırgınım ve bir o kadar da kızıyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!