Adını bilmiyorum ama
Bir rüzgâr var her akşamüstü
Kokunu bana getiren.
Savaştan yeni çıkmış virane bir gönül benimkisi
Artık sahibi olduğum tek şey
Kırık kelimelerin arasında kalmış harf harf büyüyen
Kokusu tenin çiçeği gülüşün sahibi
Sen olan koca bir sevda filizi
Biliyorum ait olduğu yer kırık kelimelerin arası değil elbet
Yay gibi kaşlarınla saplandı
Göğsüme ok gibi bakışlarının sancısı
Umut dağıtan gülüşlerinle
Cennet kokusu teninde unuttum yalnızlığı
Yüzüstü düştüğüm kalbinde
Narin ellerinle
Gözlerin yüreğime
Sesin beynime değmiş
Kokun tenime bulaşmış
Bağlanmışım artık
Kömür karası saçlarınla
Bir akşamüstü vuruldum sana
Yüreğime dalga dalga çarpan saçlarının ardından
Sanki güneşten kopup gelmişçesine parlayan gözlerine vuruldum da
Azgın mavilerin küçük bir gemiyi sürüklediği gibi
Sürüklendim gülüşlerinin ardından.
Bir renk daha olmalı
Bir renk daha
Bordo gibi güzel
Mavi kadar saf ve temiz
Bir renk daha olmalı
İçinde seni bulduğum
Daha o küçücük ellerini bile tutmamıştım oysa
Ama kalbim adına bir ritim bile tutmuş
Gözlerim arar olmuştu gülümsemeni
Sesini duyurmamak içinmi bilmem
Daha da uzamıştı kış geceleri
Ve artık günün ilk ilk ışıklarıyla
Ne oluyor bana
Neden hızlanıyor kalp atışlarım seninle
Ne yaptın bana
Sanki bir çocuk parkı yüreğim seninle cıvıl cıvıl
Susturamıyorum kalbimi
Parkta annesini kaybetmiş bir çocuk gibi
Her kez bilir aslında
Gözler söyler en güzel şeyleri bazen
Kavuşunca hasreti
Dokununca masumiyeti
Görünce sevgiyi
Dilin söyleyemediği
Güneşi birlikte batırıp
Yıldızları dizinde izlemek istiyorum
Yağan her yağmurda birlikte ıslanmak
Gökkuşağına ele ele yürümek istiyorum
Kalbinde bir oda
Gözlerinde bir hayat istiyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!