Siz ki dünyayı yönettiğini sanıp koltuğu kabaranlar!
Siz ki savaş arabaları üretip, silah satanlar!
Siz ki çocukları öldürmekten zevk alanlar!
Siz ki siz bir yığın ahmak! Siz ki dünyayı yönettiğini sananlar!
Siz ne anlarsınız ki düşenin halinden?
Siz ona hiç sordunuz mu bu halin neden?
Vurgun yemiş gökyüzü yağmurdan,
Ama soramamış ona sebebini...
Neden diyememiş bakmış ardından,
Üstelemeyeyim demiş en iyisi...
Karartmış kendini adına gece demiş,
Ama pek dayanamayıp açılıvermiş...
Durup sorgulayınca buluyorsun hayatı,
Anlıyorsun insanları, düşünüyorsun yarınları,
Kiminin de tok belki karınları,
Kimse bu dünya için kafa patlatmıyor artık (!)
Yeni nesil resmen bok içinde,
Sorunun çözümünü aramıyorlar, nedeninde, n'içininde,
Bir okul bitirmek..
Üniversiteden mezun olmak..
Uğraşlarla, emeklerle geldiğin, günü geldi ağladığın günü geldi sızladığın yerden çekip gitmek.
Düne kadar öğrenci dediğin kendine şimdi mezun(?) demek.
Diplomasız İşsiz bir yerde.
Dolmuşa binerken bile öğrenci diyip dememekte tereddüt etmek.
Bitti aşkın dünyası karardı,
Senin sevgin kârdı, benim ki mi zarardı?
Sen yokken hayat epey dardı,
Gidiyorsun şimdi işte o da soldu, sarardı...
Bitti artık arayamam seni,
Hakkım yoktur bilirim ebedi,
Sizler.
Sizler ileri dünyanın yanılsamaları, zahiriye kanmış bir ömür yoldaşları.
Sizler belli belirsiz bir hayatın noktaları, ünlemlere gebe bir hayat tohumları.
Sizler kendi varsayımlarıyla yaşamış masalsılar, hikayeleştirilmemiş bir ömür yorgunları.
Sizler acı hatıralarını sineye çekememiş kaçaklar, biçare sabır yoksunları.
Bizler mi?
Sana ne demeliyim Konya, sana nasıl konuşmalıyım?
Benden götürdüklerini mi anlatmalıyım
Yoksa bana kazandırdıkların için teşekkür mü etmeliyim?
Buna da sen karar verme Konya.
Bırak gönlümden geçeni aktarayım şuraya.
Şişman..!
Kelimeye baktığımda iğreti duran, belki pişman, pişmaniye gibi şeyleri çağrıştıran bir anlatımı olabilir.
Hatta bir söz grubu da vardır;
"Sakın olma şişman, sonra olursun pişman."
Hayat ne kadar garip değil mi?
Anlık ve basit.
Oldu bittiye gelecek kadar sıradan.
Anlamlandıramayacak kadar da şüphe dolu.
Misal düşünelim, kıt kanaat biriktirdiği parayla, bir heyecanla yıllardır düşlediği tatlıcıyı açan adamın, şeker hastası olduğunu öğrenmesi ve bir daha tatlı yiyemeyecek olması nedir?
Veyahut kitap sevdalısı bir adamın kütüphanesinden kitap seçmeye çalışırken dolabı üzerine devirmesi ve yaşamını yitirmesi?
Şimdi beni anlamanı beklemiyorum,
Çünkü ben de beni anlamıyorum,
Şu ara değil sadece,
Doğduğumdan beri anlamadım beni.
Bu bir yaşam tarzı değil,
Prensip mi? -hiç değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!