Damlası nimett deseler bana
Seni bilmeyen yaşı neyleyim
Yolunda kurban olmazsa sana
Omzun üstünde başı neyleyim
Sen bil düşmüşüm alem diline
Başını kaldırıp göklere bakma
Alnına düşerse yağmur ıslanır
Rüzgârlara sakın sineni açma
Dağılırsa kokun güller kıskanır
Âlem bende gizli ben sana ayan
Aldığım her nefeste
Adını andım ağladım
Gönlüm tüter aheste
Aşkına yandım ağladım
Yazamadım bir hece
Gözlerim haykırsın ne ise kastım
Konuşmaktan harap oldu niceler
Aşkın darağcına ben beni astım
Hicranımla matem doldu geceler
Kerbelada donuyorum soğuktan
Vakit geceye çalmakta
Bir akşamüstü
İçimi gözlerin aydınlatmakta
Yokluğuna suçüstü
Ey ateş, gel tutuştur kendini
Kalbinde ismim yok, yerim karanlık
Bi zamanda böyle olsun zeynebim
Var çık karşılarına, dikil bir anlık
Seni görsün güller, solsun zeynebim
Ben ölürüm, incitirlerse seni
Nasıl birşey bak dinle seni sensiz yaşamak
Karınca sırtı ile kainatı taşımak
Bir bebek yüreği kadar tertemiz ve durusun
Yalan ise sözlerim eden dilim kurusun
Suları boğdum iki elimle
Uykuyu uyuttum hadi gel gayrı
Derdi teselli, ettim dilimle
Güneşi erittim hadi gel gayrı...
Dermanlar şifa bulur gelişinden
Sevda sanatında bir nakışsın sen
İşleyen yaradan, izleyen benim
Bana benden öte bir bakışsın sen
Seni senden bile, gizleyen benim
Gecelerin en karanlık anında
Sen ateşsin ben peşinde pervane
Yangınım ol ateşinde yak beni
Yürek abdal olmuş beden divane
Darağcım ol ilmeğine tak beni
İstediğim sensin bilir yüceler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!