hasret zincirlerine bağlanan benim
uğrunda kahrolup ağlayan benim
bağrına taş basıp dağlayan benim
bir bahar akşamı dönerim yarim
gözümde hayalin elimde resmin
kanayan yaramı sardınmı gelip
gönlüpe sevinç verdinmi gülüp
ne yapayım şimdi uğrunda ölüp
her kahrını Emrah çekermi sandın
geldiğin yollara gülleri sersem
kusursuz değilim elbette
bende yanıldım sizler gibi
sizler gibi bende sevdim
bende bekledim aşkımı
yağmurların altında
kar,tipi demeden.
ben anlamam kokteylden,viskiden,likörden
benim özüm rakıyla yıkanmış gülüm
ama sen ne bilirsinki rakıyı susuz içmeyi
ben zaten rakıyı su gibi içerim
suyun üstüne su koymak eşeklik olmazmı...
kahvaltıyıda çaysız yapmazsınız sizler
eskiden gün ağarınca gelirdi mutluluk
şafakta sen doğardın
sonraları güneşin batışını izledim
daha bir huzur verirdi karanlık
aslında karanlıktan korkardım
sensizlikten değil.
Gidişim bu kadarmı çok koydu sana
Açmadan kurumuş güle dönmüşsün
Sarsılmaz bilirdim ben seni ama
Yanmadan savrulmuş küle dönmüşsün
Gururla kendini tarif ederdin
bir rüzgar gibi geçip sokaktan
dosta düşmana attın havanı
böylemi derttiki içinde baban
üç beş kuruşa sattın ananı
azap deryasında boğulamadın
burası asker ocağı
burası peygamber ocağı
burada yaşanır bir erkeğin sevda gücü
hasret gücü.
burada alınır terkedilmişlerin
namertliklerin öcü.
Duyardın sesimi duymak istesen
Haykırmak ağlamak yanmak bahane
Koşarak gelirdin gelmek istesen
Aramızdaki dağlar yollar bahane
İnsan sevdiğinde hata aramaz
sende insansın benim gibi etten kemikten
o halde birtanem bu kibir niye
sende geçmişsin belli un gibi elekten
o halde gülyüzlüm bu caka niye
zekanı uluorta gösteremezsinki
hakkını hakaretle arayamazsınki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!