ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Yüreğini sevdiğim sen mi geldin? Hoş sefa geldin, hep gel, hoş seda ile hep buradan seslen yüreğimize.
"Attila İlhan gelmiş" dediler. Geldik. Severdik zaten.Yine sevdik.Hep sevdik.
Ayıp ediyor,
Rahmetli, Attila İlhan...
İnsan hiç "vurulur mu" bir kadına!
Aşk yaşanacak şey mi yani,
"Sapıklıklar" ne güne duruyor
Onlara sitem bile edemeyenler
Gelip gelip adam gibi adamlara, şair gibi şairlere,
Laf atıyor!
İyi ki gelip geçtin bu dünyadan
"Ben Sana Mecburum" dedin, şiir gibi şiirler bıraktın bize,
"Ulusal Onurla" birlikte...
Rahmetle, saygıyla daima...
Madem öyle Önder bey, Şu dünyaya bedel bir Türk olduğunu Filistin'de soykırım yapan İsrail'e ve bunu destekleyip teşvik ve de himaye eden Amerikan kafirine dur! diyerek bir göster bakalım!
Türkler Dip Dalga Bir Ulustur*
*Sır bir koşuktur içinde yeni uyarılar yapıyor.
Türkler dip dalda bir ulustur.
Çünkü ne zaman ne yapacağımızı bizden başka kimse bilmez
Düşmanı her zaman bitiren de budur
Zulmü bitirmek için çıkar biri bir ömür harcar
Dalgayı en altta hazırlar tepede final yapar
Hep söylerdi Attila İlhan
Türkler dip dalga bir ulustur diye
Fatih Sultan Mehmet Roma (Bizans ) imparatorluğunu denizde olması gereken dalgayı karaya taşıyarak bitirmedi mi?
Bir gece ansızın vurdu o dalga
Mustafa Kemal Atatürk dalgalı ve bir o kadar hırçın Karadeniz'in dalgaları içinde o istiklal ve İstikbal dalgasını kendi içinde bir sır olarak taşıyarak Samsun'dan Anadolu'ya çıkarak tüm Anadolu'nun geleceğini beklenmeyecek bir şekilde düşmanı şaşkına çeviren bir azimle savaşarak kazanmadı mı?
En yakın iki dip dalga örneği bunlardır
Aynı yolda ilerledim iki önemli örneğim vardı
Biri İstanbul incisini kurtarmış diğeri hem İstanbul hem de Anadolu'nun Türk ulusu ile birlikte geleceğini kurtarmıştı
Yine eşsiz bir devrim olmalı bütün dünya Türk'ün karşısında şaşkına dönerek kaybettiğini yaşayarak görmeliydi
Düşman saygısızca hile ve gücü bir araya getirerek nihai hedefe ulaşmak istiyordu
O Türk tek başına tüm planları yok etmek için bir ömür bunun için hazırlandı
Bir dip dalga olarak dünyaya geldim, sessiz bir dip dalga olarak yaşadım, düşmanın içine sızdım
Bir gece şer denizinde gemime kaptan oldum
Kaptanı deryada kendimi söz ustası olarak buldum
Hakkın tüm zalimlerin hakkından geldiğini o dip dalga gecede gördüm
Zalimlerden biri bundan sonra yaşanacakları görmeyecek diğerleri onun yaşattıkları yüzünden yaşattıkları zulmü yaşamadan ölmeyecekti
Şimdi düşmanı kurşun yerine söz ile vuruyorum
Saklıyorlar beni insanlıktan kendilerini kurtarmak için doğruyu söylüyor ve savunuyorum diye
İyiyi, güzeli, doğruyu, gerçeği, ahlaklı olanı savunmak dünyada bir kez daha suç sayılıyordu üstü örtülü
O Türk tüm örtüleri cesaretle kaldırdı ve tüm zalimler kendi önlerinde birbirinlerinin yüzüne bakamayacak bir şekilde ortada sahipsiz bıraktı
Aldananların sayısı azalmadığı ve tamamen bitmediği için bir mucize gibi bir anda neden bitmiyor diyene sende yürek ortaya koymazsan bitmeyecek bu zulüm diyordu
Bugüne kadar insanlık tarihi ne böyle organize bir zulüm yaşamış
Ne de hiçbir zulüm böyle bir karşılık görmemişti
Türk dünyada ne için vardı?
Dip dalgaydı ne zaman ne yapacağı belli olmazdı
Nitekim o Türk en aşağıya bu sırrın bir parçası olarak işsiz olarak düşürüldü
Ayakları yere sağlam bassın diye
En tepeye çıkmış zulmü yere indirmesi adına düştüğü düşürüldüğü yerde dip dalga girdaba sırrı ile döndü
O gün bugündür zulmün hakim olduğu tüm dünyada dengeleri alt üst etti
Anlayan çok az insan olduğunu halde
Yaşama hiçbir anlam katmadan gelip gitmek dışında bir görevi olmayan anlam veremedi veremiyor
Görünmez bir dip dalga insanlığa son ibreti mahşerde canlı ölüler ibretini yaşattı
O kalabalık kabalık bugün enkazı kaldırmaya bile yanaşmıyor
İllede tamamen yurtsuz yuvasız sürgün edileceği günü inatla bekliyor uyanacağı kasırgaya döneceği güne kadar
Bu yaşananlara bir anlam veremeyen ve buna rağmen yüreğini ortaya koyarak mücadele etmeyen her insan bu ibretin bir parçasıdır
Gün gelecek tüm sorumsuzluğu ibret canlı ölü yaparak cehennemlerinde zalimler ile başbaşa bırakacak
Yeni bir dünya kuruyor insanlık insanlığa cenneti yaşatacak
Bu düzen devam etmeli diyen herkes zulmün hakim olduğu cehennemde ne olduğunu anlamadan yok olup bitecek
Yetmiş beş yıldır zulmün destekçisi olarak uyuyanlar gün gelecek en çok onlar isyan edecek
İsyan edecekleri kendilerinden başka kimse bulamayacak
Mahşer yaşandı ise biz niye duymadık diyenler
Siz size düşmanın söylediği şeyler dışında hiçbir şey duymuyor ve anlamıyorsunuz
Zulme bir şans daha vermek için canlı ölülere yaşam vermek için çırpınıp duruyorsunuz
Sizin yüzünüzden yaşandı Anadolu'da bu ibret
Bu ibret anlaşılmasını on ili vuran bir deprem gibi bir başka ibret daha yaşandığı gün anlaşılacak
Birileri için iş işten geçmiş olacak
Canlı ölülere destek olanlarda canlı ölülere dönecek
Canlı bir süreç olarak yaşanıyor bu ibret
Tepemize pislik dökülüyordu
Us ve duyuncu devre dışı kaldığı için kullanmayanların yüzünden
Hepimizin üzerine haksız bir zulüm yağmur gibi yağıyordu
Pislik yağdıran ve yağmasını isteyenler
Bu pislik içinde beraber ıslanıp, birlikte yürüyordu
Tepeden tırnağa hepsinin bir çıkarı vardı
Pisliği temizlik adına bir dalga yıkıyordu
Bu dalga dipten geliyordu
Durgunluğu dalgalara gebeydi
Taşmış sular susuz denizde kimi yıkıyordu
Aşırmaktan yorgun düşmeyenleri
Asil bir dip dalga aşındırıyordu
Dalgalarda zaman zaman yorulur
Dinlenir ve daha güçlü gelirdi
Onlara bu zulümden vazgeçsinler diye süre de verdi
Öldürücü dalga dipten aniden vurur
Deprem uğultusu gibidir diplerin sesi
İnsan çürüğü çıkmış yukarıya
İçine düşmüş nefsi
Ecnebi planların koynunda
Cesaretin süsü hala boynunda
İşbirlikçi sürüsü peşinde kıvranıyor şimdi
Atalarımızdan emanettir dip dalga bize
O dalgayı en görülmemiş şekilde taşırız size
Çıkara, paraya, kişiliksizliğe, doymadınız kana
Dip dalga en haklı sebeple çıktı karşınıza
Hak adına, haksızı o deryada boğmaya geldi ve boğdu
Geliyor bir dip dalga daha
Dilinde yalan, kursağında haram olanlara
Şer'in emrinde olanı içine almaya
Yazıklar olsun adaletsizlik karşısında
Dip dalga olmayıp zulmün yanında duranlara
İstiklal ve istikbalimizi yine dipten gelen bir dalga belirledi
Sen yine de korku yükün ile sendeledin ve yerini bulamadın
Adın insanlığın adı Türk ise
Yetersin tüm düşmana ve düşmanlığa tek başına bile
Çünkü bir Türk dünyaya ya da dünya bir Türk'e bedeldir.
Son sözü Türk söyler, söylüyoruz tüm Türkler ile birlikte Türk Birliğini kurarakta söyleyeceğiz.
Önder Karaçay
Madem öyle Önder bey, Şu dünyaya bedel bir Türk olduğunu Filistin'de soykırım yapan İsrail'e ve bunu destekleyip teşvik ve de himaye eden Amerikan kafirine dur! diyerek bir göster bakalım!
Dip dalga olmayı ondan öğrendim. Işıklar içinde uyu büyük ozan. Büyük Türk
Vurdun kanıma girdin, itirazım var!...
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.
Bu şiirde ifadeler çok keskin.Bu senin gözlerin gibisi yoktur adamın rüyasına rüyasına sokulur. İmkansızlıklara ve çaresizliğe rağmen büyüyen aşk...İtirazım var itirazım var sonunda kabulümsün... Şiir ikliminde ılık bir bahar akşamı gibi geldi bana.
daha iyisini görecekler..dir senden sonra.
Emin ol. Metin de olmalısın bence.
Başaşağı bir asalettir sidre.
Ölmek yok, görecek günler var daha.
Ya sabır! Ya müntehâ.!
Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta