(Piseard sayı: 58 EMPATİ – Semiramis Yağcıoğlu’nun, Ötekini ben yapmak yazısından…)
Beynimizde ayna nöronlar diyebileceğimiz nöronlardan oluşan bir merkezde, başkası her acı duyduğunda bizde de aynı acıyı duyuyormuşçasına harekete geçen bir bölge olduğunu artık biliyoruz. İşte bu nöronlar sayesinde başkasının reddedilme acısını, sevincini, öfkesini bizde duyuyormuşuz gibi duyumsuyoruz. Aslında yeni doğmuş bebeklerin bulunduğu bir hastane koğuşunda bir bebek ağladığında diğer bebeklerin de düğmeye basılmış gibi ağlamaya başlaması bize empatinin yeni doğmuş bebeklerde de görülebileceğini gösteriyor.
‘’Aynı duygusal paylaşımın, maymunlarda, fillerde, köpeklerde, yunuslarda da olduğunu sanılıyor’’ diye devam eden yazıda, şu soru soruluyor:
Kendinden başkasıyla duygu birlikteliği kurma özelliği nasıl oluyor da insanların çoğunda gelişme özelliği göstermiyor?
Soruya cevap: Jeremy Rifkin’den, bir alıntıyla veriliyor. ‘’Bu ilksel itkinin kültürel baskı nedeniyle baskı altına alındığını, tarihsel gelişim içinde ancak belli gruplara karşı empati geliştirmemizi kutsayan kurumsal yapılar içinde yaşama zorunda kaldığımıza işaret ederek, … önce kan bağıyla bağlı gruplar içinde, daha sonra dinsel aidiyetler içinde, farklı mezhepler içinde ve farklı insanları kesip biçerek daha sonra da etnik aidiyat ve ulusal birlikler içinde empati duymamıza izin verilirken, öteki uluslar ve kimlik grupları düşmanımız ilan ediliyor.’’
‘’Tüm kültürel kurumlarımızla belli sınırlar içinde tutmaya çalıştığımız empati kurma yeteneğimizi yeniden kazanabilmek için…’’ eğitime ihtiyacımız var…
Doğuştan olan yeteneklerimizi törpüleyen kurumların eğitimine karşı, yeni bir eğitim sistemine veya kendi kendimizi eğitmeye ihtiyacımız var. Empati yeteneğimizi körelterek, bizi diğer insanlara, hatta canlılara karşı vahşileştiren eğitime karşı insan olma mücadelemizin anahtarı olarak EMPATİ kurma yeteneğini yeniden kazanma mücadelesi…
Demek ki bilimsel araştırmaların da tespit ettiği gibi, DNA’mızada, duygularımızda hiçbir ayrılık yok. Ama birbirimize karşı düşmanlaştırılmış ve savaştırılmaktayız… İnsanlar gruplara ayrılarak birbirini yok etmeye çalışıyor, yok etmeye çalıştırılıyor.
Kan gerektiğinde, ne din farkı ne mezhep farkı, ne ulus farkı ne de renk farkına bakılmıyor. Peki neden bu kavgalar, neden bu savaşlar? Bir avuç azınlığın çıkarları için… Dünyanın üçte birinde bu bir avuç çıkarcı için insanlar birbirini öldürüyor…
Bu oyunlara dur diyebilmenin tek anahtarı, bu suni ayrılıkları bir tarafa bırakıp, çıkar çelişkilerine göre mevzilenip, kendimizi yeniden eğitmek zorundayız. Bunun için yeni yapılanmalar içinde birleşmeliyiz.
Küresel baskıya karşı, KÜRESEL YAPILANMA…
Kayıt Tarihi : 24.7.2018 17:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Halil](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/07/24/empati-uzerine.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!