Hangi bulutun yuvasından kovduğu damlalarsınız?
Ben ki alıp sizi uzaklara götürüyorum
Göze alarak boğulma riskini.
Bir kez yutkunmadan,
Camından kovmadan, ucuz kol saatimin.
Ölümün Kardeşi: Sensizlik
Bulutsuz havada dolu yağdı
Evde yatarken bazıları.
Merak etmeyi bırak
Bakmadım! Pencereyi açıp.
Şimdi sev beni eğer son durağımız ölümse.
Saçların papatyalara, bir an gelse bürünse.
Kalbim sensizliğin altında ıstırapla sürünse,
Sevginle vuruldum ben, yüreğim aşkınla gömülse...
I.
Kimsesiz ev yokluğumdan sağ çıkmış,
İçeri davet etmiyor beni.
Zilsiz bir kapı var önünde beklediğim;
Camına, perdesine yabancıyım sanki...
İki zıt gönül bakar durur birbirine.
Mesafe 16 taş 8 kare, yine de ulaşamaz sevdiğine.
Bakılınca tahtaya dikkatlice,
İkimiz de aynıyız, aşkın özüne inince.
Beyaz koyunca gönül gönül üstüne,
Kollarımdaki prangalar tüyden hafif
İradeye sahip olmanın ağırlığı var düşüncelerimde
Bu yalnızlık ülkesini terk edersem vatan haini diyecekler
Ve başka yer yok gidilecek
Dünyada adı sanı unutulan yerler pek az
Kimse tanımıyor beni
Öl!
Bir yolculuğa da ölerek başla.
Yaşam
Omuzlarının arkasında kalsın,
Tutsağı oldun nefesin!
İsraftı sana yaşamak; işkenceydi,
Sırtım taşıyamıyor ruhumu.
Kambur değilim, eziliyorum
İçimden içeriye.
Dünya küçük bir çocuk,
Babasının omuzlarına tırmanan;
Şimdi anladın mı boynumda duran yükü?
Göz kapağı tüyden hafif bir gölge
Ruhunu kaybedip derinlere dalıyor.
Sonsuz hüznün bahşedildiği gecede
Yalnız aynaya bakarken gözlerini açıyor.
Sanılandan çok daha yorgun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!