Nevşehir doğumlu
gurbette yaşıyorum
Dertli geceler doldu yine haneme
Yalnızlık çöktü her bir zerreme
Gölgeler konuşur duvarımda sessiz
Ruhum belki de artık iyice densiz
Şekilli fotolu olur Cuma kutlamaları.
Gün görmemiş sözlerle süslerler mesajları.
İçten olmayan yapmacık kutlamaları
gönderirler telefona, Cuma Müslümanları.
Altı gün yatar, Cuma günü ayılırlar.
Gassal gardasım, yıka iyi.
Üzerimde çamur, toz yok belki,
Ama içim var ya... içim insanla kirlendi.
Ne sabun söker bu kiri,
Ne dua siler izi.
Yazlıktaydık, ağaçların gölgesi serinlik sarar,
Ağustos’tu, gökyüzü cayır cayır yanar.
Sükûnet inerken deniz, ipek gibi parlar,
Çayı demledim; vakit, ince bir sabırla dolar.
Yıllarca koştum, adım adım
Sordum mutluluk nedir diye
Kendimi kandırdım, "Başarı budur" diye,
Meğer ruhum gömülmüş karanlıklar içine.
Gözlerim dolarken her büyük alkışta,
Yıllarca koştum, adım adım
Sordum mutluluk nedir diye
Kendimi kandırdım, "Başarı budur" diye,
Meğer ruhum gömülmüş karanlıklar içine.
Dilim varmıyor, sustum yine,
Gözlerimde biriken sitem, çile işte.
Anlatamam sana içimdeki yangını,
sus desem gönül razı değil konuşsam olmuyor.
Rızayı Ara Gönül
Uyma nefsin hevesine.
Yanıltır seni sesine.
Hak’tan uzak her nefese;
Kulak verip yanma gönül.!
Gün batınca hatırlanır, vicdanın sesi,
Gün doğunca kaybolur, merhamet gölgesi.
Bir cuma selamıyla, her gün örter yemini,
Ne kendini tanır O, ne de Rabbinin izini—
Çocukları istemedi sevgimizi.
Ben de sustum, yuttum her hevesimi.
İhanet etti sansın, istedim beni;
Amacım, benden vazgeçmesiydi.
Şimdi çocuklarının yanında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!