Belki bir gün Çekip giderim buralardan habersizce.
Çantamda;
Yalnızlıklar ve kırgınlıklar olur sadece.
Parmak uçlarımda süzülürüm
Gecenin karanlığına sessizce.
Belki bir gün
Rüzgar eserken kötülükleri
Beraberinde götürmeyi
Unuttu.
Bahar gelirken umutları
Beraberinde getirmeyi
Unuttu.
Neredesin diye soruyorsun
Cevap veremiyorum.
Bilmediğim bir yöne doğru
Savrulup gidiyorum.
Duy sesimi!
Yorgunum hem de çok yorgun
Sessizliğim, yalnızlığımdan değil;
Sessizliğim, korkularımdan değil.
Sessizliğim, sadece ve sadece sensizliğimden!
Sensizim ben bu şehirde.
Sensizim bitmek nedir
Bilmeyen gecelerde.
Bir zamanlar hayalim;
Kısa yaşayarak uzun bir hikaye bırakmaktı ardımda
Sonsuzluğa açılan kapıdan içeriye davet edilmeden önce.
Güneş olup doğmaktı mesela
Mor Dağların ardından.
Ertelemek isterdim birçok başlangıçları
Kabuğumdan çıkasım,
Çıkıpta ırmak misali
Coşasım geldi bugün.
Göl misali durgun iken,
Fırtına misali hırçın
Olasım geldi bugün.
Her sabah
Bir gemi kalkar bu limandan.
Umutları gri dumanıyla ulaştırır
Gökyüzünde asılı duran bulutlara.
Git-gel ya da gel-gitler arasına
Sıkıştırılmış bir hayatı yaşasa da
Sebepsiz yere ağlama diyorsunuz.
Sebepsiz yere ağladığımı
Nereden biliyorsunuz ki?
Belki;
Fırtınalar kopuyordur yüreğimde.
Belki;
Saatin tik takları arasında
Almış başını giderken zaman,
Biz seninle
Sonu belirsiz yollara düştük.
Üşüyen bedenlerimizi
Hayallerimizle örttük.
Dalıp gitmişse gözlerim
Sonsuzluğa uzanan gökyüzüne,
Yanımdayken bile
Duymuyorsam sesini,
Dudaklarımın arasından dökülüyorsa
Birkaç kırık dökük nağme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!