kendimi tekrarlamakla
tükettim
hayal kurmuyorum artık
alt ettim kendimi
soyut teorilerle sınanıyorum
ama yaşamasını bilmeyenleri seviyorum
unuttuk
unuttuğumuzu da unuttuk
sevdik ve üşüdük
yarım ay gecelerinde
serçeydik
hep yollardaydık
iki çocuk ağlayacak bu gece
iki çocuğun saçları ağaracak
uykusu kaçacak iki kaçağın
iki martı feda edecek kendini
iki salkım üzüm sıkılacak
iki ağız açık kalacak hayretten
gecenin omuzlarına çıkarım
omuzlarıma gece
gece yırtar siyah tülbendini upuzun
bir düş çıngırağı çınlar yanı başımda
seni düşünmenin vaktidir bil bunu
omuzlarımı çökertmenin vaktidir
öğrenilmiş cevaplar veriyorum hayatıma dair
ısrar ediyorum yine de yaşama
korkunun zırhına bürünüyor birileri
bugün yağmur yağmadı(yağmayacak da)
istanbulu sürüp katacağım önüme
başkaları desin diye değil
Saf saf gezilen vadilerin ıssızlaştığı
Mükemmel bir kış akşamında
Saçlarımı ağartacak geceye hazırlanıyorum
İçimin sıkıntısına yaslanarak
Kâbusla bitecek bir uykuya yatıyorum
Gecelere saklanarak
devrik bir cümleyle anlatıyorum
tutukluğumu
isanın yaşındayım
sararmış bir çarmıhla yaşıyorum
dön ve bul beni
çıplaklığımı paylaş benimle
kanatlı sözler fısıldıyorum
herkesten uzak ve gizli
memesine sarılıyorum yaşamın
deniz kirvem olur
götürür okyanusa beni
saçlarıma yakamoz dökülür
hayat kıyısına itiyor beni
gece başka gündüz başka
nur ve karanlığın sembolü yanı
acı çekmesini bilirim ve susmasını
umutsuzluk umuda açtı çiçeklerini
hudutlarım kapandı aynalara
hayatı tartıyorum burada
işte bu noktada
mezar gibi soğuk bu kentin insanlarının suratında
bedenleri karanlıktan kabuk bağlamış
gölgeli uzaklıklar taşıyorlar üzerlerinde
zincire tutulmuş bir gemi gibi karanlıkta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!