Mapushane yatakları acıtmıyor artık belinizi
Değmiyorsa yüreğinize o demirler
Ah bilseniz tesbih çekmeyi sayabilmek için günleri
Sonra geliyor vakit duvarlara asmaya yâri
Kağıt parçası bir küçücük
5 kalem ile dürüyorlar defterinizi
Ancak perdelerin kanunu böyle miydi ?
Bizler daha çocukken böyle öğretmedi babam
Kumar masasında bırakıp da mı yüreğimizi
Kapatmıyor şu kırmızı çiçekli perde evimizi
Hiç üşütmese böbreklerin balkonda
Yorganlar bile üşütüyor ah!
Ne nefsi diner insanın ne söner yangını
Sönmek de laf mı hangi vicdanın alır aklı
Bir şurâ heyecanı dolar akşamlarına
Limon çiçekleri sarkarken şakaklarına
(Yalnız sevgiliye..)
Bir hâl olmadı mı ne dersin bahçalarımıza
Ya da hiç değmeseydi dudaklarımıza
Yahut tabancası yüreğin demir dağlarından
Tutunsaydın sevgilim! Gönül bağlarından..
Hatırlarım sizleri her yelkovan başı
Çok gördü bu adam sefillere bir tas aşı
Mukadderat! Ya sevgilim
Ah o yelkovanlar olmasa
Adım başı gölgen kovalamasa seni
Hasret sarmasa dört bucağı
Gök bizlere mapushane olduğu zaman ;
Ve yine bir adam var güneşleri kuşatan
Ve hiç dökülmeseydi semalarımızdan
Oysa bizler aynalara farklı bakmışız
Sümbüllü baharların geleceğine en içten inanmışız..
Uçup gider sevdadan kanatlarımız
Ya da çantamıza koyup yüreğimizi
Sıvazlamışız bir zalimin belini
Kovaladık bizler her bir kader sayfasını
Dalgalanır da eteklerin
Su serper yüreklere
Kim kırmış benim güzelimin aynalarını
Ya da morlara boyayamaz mıydın duvarları
Bir zalim kesti diye mi saçlarını
Uzatamaz oldun kanatlarını
İzlersin o baharların çiçek açışını
Kurumaz olur artık silersin gözyaşını
Altın kafeslerde hüküm sürersin yol boyu
O kafes ki mazlumları hapseden bir kuyu!
Doktor girmemiş o köyde
Topluca aşı olurduk hep
Ağlaşırdık geceleri anamızın koynunda
Hep bu vakitler arardım anamı ;
“Korkma yavrum,acımayacak”
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!