Seni düşünüyorum,
Bir şarkı çalıyor uzaklardan,
Sana geliyorum bilinmez diyarlardan,
İçimde hüzün,
Bir keman sesi duyuyorum,
Tınısı en güzel nağmesinde,
Sen gittiğinden beri günleri ileri almadım,
Kaç gün oldu, kaç saat, kaç dakika saymadım…
Sahi günün adı neydi,
Onu da unutmuşum yokluğunu yazmadım…
Sen bana derin bir yalnızlık bıraktın,
Bense durmadan sana aktım…
Analitik bir düzlemde,
Biçimsiz bir doğruydu hayat,
Onu biçimselleştirmeye çalışanlarla doluydu kâinat…
Aslında her şey bir mizah tablosu/ydu,
Bir tiyatro sahnesinin şaka/dan oyunu/ydu…
Bir resim gibi duruyorsun karşımda,
Gözlerini görüyorum;
Işık yok...
Dudakların var;
Ses yok...
Tenin cazibedâr;
İstanbul'a kar yağıyordu,
Seni düşünüyordum,
Kar İstanbul'a yağıyordu,
Üşüyordum,
Bir Aralık akşamıydı,
Karla beraber d/üşüyordum,
Yalnızlığın başkenti kutsaldır,
Ve bilirsin ki insan en çok yalnızken uysaldır…
Bir bir açar dertlerin efendisi sözlerini kölelere,
Ağzı açık dinler köleler dertleri; belki çözüm bulurum diye…
Köleler ise aslında duvarlardır,
Bunu bilen efendiler ise kahramanlardır…
Adını ezberlettim uykusuz gecelere,
Her gece saati ileri alıyorum….
Uykumu kaybettim satır aralarında,
Her gece yastığa seni soruyorum…
Aktıkça dakikalar uykum virâne,
Sükût et ey gönlüm,
Zaman hazan zamanı,
Topladın ya zamansız hasadını,
Şimdi ellerinde sadece hüzün…
Sükûta düştün ey gönlüm,
Karanlığın terkisine atlayıp yola çıktığında,
Güneşin doğmayacağını bildiğin o anda,
Ve kaldığında o bitmeyen yollarda,
Saat kim bilir kaçsa,
Günlerden her neyse,
Ve aylar hangi hazanı gösteriyorsa,
'Her aşk bitmeyecekmiş gibi başlar; bittiğinde hayal kırıklığına uğrar o aşka tüm inananlar...'
'Birgün aşk acısı da biter; Rahime...'
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!