Beni sana getirmeyen yollarda
Birlikte izlemediğimiz denizin dalgalarında
Eskiye duyulan özlemlerde
Hem bayat sıcak bir bardak çay tadı
Bir de hicran var
Şu köşede var olmanın son mücadelesini verir bakkallar
Hep motorlu canavarların mı olacak bu yollar
Kız kulesi ki sevgili bir hatıra,
Rüzgar poyraz belki ama kıyamaz ona dalgalar
Kadınların var darmadağın
Düşlerinde hep pahalı oyuncaklar
Sen uyuyacağım diye bir siteme sürüdün eteğini kanepeye doğru,
Ben kurulunca düşler sofrasına,
Of
Hele bir de radyoda kadehin esas duruşla hazır kıta beklediği şarkılar var ki sorma,
Sen direniyorsun,
İş bir Zeki MÜREN’e bakar,
Kafiyeli olsun diye
Katledilmişti en güzel mısralar
Kurban edilmesi gibiydi Çınarların beton merakına,
Oysa can telaşıyla yazılmıştı ahenksiz nakaratlar,
Mürekkebin suçu yok
Kelimelere en güzel mezardı sararmış kağıtlar,
En büyük tembelliktir iyimserlik
Kabul etmektir yenilgiyi
Oysa yağan kar en sevmediği eldir
Toprak damlı evlerin
Gün gelecek ezileceksin
Kim bilir kaç kişi alacaklı otogarlardan, limanlardan, tren garlarından,
Bir ucuz serenatla kim bilir kimleri gönderdi kimler?
Bir daha geri dönmediler,
Dönse de eskisi gibi değil hiç kimsecikler,
Kim geldiyse sende eskidi.
Sen hep diri kaldın.
En güzel yaram
Kabuk bağlamayasın diye
Hatıraların gün aşırı deştiği,
Ellerin o güzel ellerin
Çirkin yüreğime dokunduğunda
Paslı ruhumda gezindiğinde
Bir başka güzeldiler
Sanırsın kılıçartığı şarap mahzenlerinde
Ömürler Tüketmiş,
Kubbesiz kalabalıklara
en büyük çözümdü yağmurlar
Nihayet baş başa deniz ve kumsal,
Sanırsın birer uçurtma albatroslar,
Kırmızı kabanlı kadınlar lazım
Sende sahte baharlar var,
İçin hep kar, boran.
Gözlerinden kaç kez gördüm,
Gözlerin en güzel pencere, ruhunu seyrettiğim,
Peki sayın bayan peki,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!