yeni bir günün kızıl şafağı gelsin diye
susasın diye tüllenen her seher sağanağı,
el ayak çekilmiş
alaca karanlıklardan hayal meyal
gözyaşları bırakıp
gidiyorsun
tutkuyla adanmış ruhunun
son ışığını da söndürmeden
içindeki fırtınayı dindirmeden
düşman askeri gibi
kül etmeye kastetmişsin
önüne gelen her şeyi
yakıp yıkıp
gidiyorsun
her sokakta ayak izlerin
her gölgede oturmuş
her mahalleyi karış karış dolaşmışsın
ahali seni tanıyor
bir elveda demeden
gidiyorsun
terk-i diyar ediyorsun
sokağını, büyüdüğün evi
sevdiklerini
anı ve acılarını
arkana bakmadan
yeni diyarlara
yeni yurtlara
alıp başını
gidiyorsun
maziyi bir kenara bırakıp
bir daha kar zarar hesabı yapmadan
pes ediyorsun
teslim oluyorsun
vazgeçiyorsun
bedel ödemeden
gidiyorsun
doğduğun, büyüdüğün, evlendiğin toprakları
kokusunu taşıdığın birini
şehrini terk ediyorsun
telaşlarını kucağından dökerek
hüzünlü ikindilere
kızıl akşamlara,
koyu gecelere
gidiyorsun
yola koyuluyorsun tap taze nefeslerle
çorak toprağın seni arzularken
kapılar, odalar özlemini çekerken
aynalara anlamlar düşürmeden
gidiyorsun
eğik bir dal yırtıyor gözündeki perdeyi
nabza can oluyor dudağına değen her hece
ümitlere damlalar sunuluyor yağmur kokulu
dokunuyor iç sızılarına bin teselli serinliğinde
kirpik uçlarına çiğ diye düşüyor
yıldız yıldız ışıldayan fısıltılar düşüyor
sessizliğin mevsimine
gidiyorsun
içinde saklanan umutların
yağmur duasıymış meğer
bahar rüyası görsün diye
gül serpiştirsin diye
günahlardan temizlensin diye
alnını ak edecek gurbetlere
gidiyorsun
gölgeler düşüyor adımlarının önüne
soğuk terler dökülüyor yorgun ayakuçlarına
sırrını borç istiyor menziller
közlere üfleyerek
közleri alazlandırıp
taşınıyorsun susuşlardan denizlerin mavisine
gönül kıvrımlarından sonsuzluğa akıp
gidiyorsun
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 8.5.2022 18:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!