Karlı bir İstanbul akşamında
Bir sokak lambasına sırtımı dayayıp
Buz tutmuş ellerimde ellerini arıyorum
Lapa lapa yağarken üzerime yokluğun
Bembeyaz sokaklarda kızıla bürünüyorum
Ve geceye dönerken akşamın rengi
Yeniliyorum akıp giden zamana
Yavaş yavaş kaybediyorum seni
Kayboluyorum...
O sokak lambasının altında
Yalın ayak karların üzerinde
Sessiz sedasız
Gidişini izliyorum...
Durma git...
Adım adım unut beni
Nasılsa yaşattığın her şey yalanmış
Gidişinin bıraktığı ayak izlerine
Düşerken kar taneleri
İstanbul yalvarıp kapansa dizlerine
Yine dönmezsin geri
Hani derler ya;
Dönüşü olmayan gidişler varmış
Durma git...
Adım adım unut beni
Sonunda her şey bitti
Buraya kadarmış...
Yaşanmamış bir aşkı yaşayacakken
Son sözün kaldı bende
Kapı önüne bırakılmış...
Önce bir Elveda, sonra teselli;
Önümde yaşanacak çok uzun yıllar varmış
Durma git...
Adım adım unut beni
Adımı görürsen ölüm ilanlarında
Üzme kendini!
İnsan asıl ölümü yalnızlığıyla yaşarmış
Bu da benim sana son sözüm olsun;
Aşk vazgeçmek için değil
Sabretmek için yaratılmış...
16 Mart 2007
Emre AktürkKayıt Tarihi : 17.3.2007 00:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdasız Zamanlara Mahkumum...
İnsan asıl ölümü yalnızlığıyla yaşarmış
Bu da benim sana son sözüm olsun;
Aşk vazgeçmek için değil
Sabretmek için yaratılmış
Aşk, yaşadıkca,hasret çektikce vardır,ne kadar doğru,sabretmek için yaratılmış...
Tebrikler
Mustafa Yiğit/Adana
Üzme kendini!
İnsan asıl ölümü yalnızlığıyla yaşarmış
Elveda demenin zorluğunda yalnızlığın ayazında dizeler.... Kalemin daim olsun...
Tebrikler
TÜM YORUMLAR (12)