Ellerin Çocuk Şiiri - Yorumlar

Ali Şeyh Özdemir
48

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zift karası sürmüşsün
Yüreğinin kapak uçlarına
Dünya sana karanlık,
Dünya dar! ...
Zılgıtlıyorsun yaklaşanları.
Kalp kapakçığında sorun var;

Tamamını Oku
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 16.02.2011 - 17:14

    Ve Evliya Çelik bey sizi ne beni ne de burda ki sizin şahsınızı hedef almayanlara önce ki yorumlarımda da dediğim gibi, üstün edeplilik kimliğiyle bir örnek şahsiyet oluşturmayın..
    Bakın daha sonra ki x / y içerikli yorumunuzu yapma kapasiteniz var ve konuyu genel bazda irdeliyorsunuz, ona hemfikir olunmasa da, saygı duyulur..
    İlk yorumunuzda ki tutumdan sizi men ederim..İkinci x..y li açıklamanız gibi ben dehil bir çok bizler ne akp ne chp..ne de mhp..burda bu siyasi parti ya da bir örgütün tarafları boyutlu yorum yazan yazar, yazarlık namusuna etiğine aykırılık oluşturur!

    Bizim yaptığımız aynen sizin x..y li yaptığınız yorum gibi toplumsal sorumluluğa olan irdelemdir..Karcaoğlan, Nazım ya da Engin Geçtan gibi tüm topluma duyarlılık boyutlu şiir, haykırış ve bilimsel mantıkla topluma atıf ve onun yararı ya da yarasının iyileşmesine işarettir..
    İletir, kimi konumunuzu göz den geçirmenizi hatırlatırım..

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 16.02.2011 - 16:40


    Ve şimdi de bir Evliya..bakalım gündem bu Evliya’ya ne diyor..kendine - küfür etmekten başka- nasıl bir sonuç çıkartacak!
    Gündem:

    Hadi şu haberi es geçelim..Çünkü denebilir ki bilinen ama henüz tam kanıt olmayan bir açıklama..bu ise şu haber;
    “CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, CHP
    Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti yöneticileri, polisler, yargıçlar ve gazetecilerin aralarında bulunduğu 3 bin kişinin yasa dışı dinlendiğini iddia etti.”
    Dendiği gibi bu haber, tüm somut olarak yasa dışı dinlenmelerin bilinmesine, mahkeme delillerine kadar girmesine ve hatta normal bir vatandaşın dahi ‘dinleniyor muyum?” endişesine rağmen tam ve bağımsız bir kurum tarafından araştırılarak günümüze değin kanıtlanmaması nedeniyle bu haberi es geçelim..

    Ve gelelim şu habere:


    “BASIN özgürlüğü ve gazetecilerin haklarının korunması konusunda dünyanın en saygın uluslararası basın kuruluşlarından biri kabul edilen Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 2010 yılı ‘Basına Saldırı Raporu‘ açıklandı. Raporda Türkiye’ye yönelik eleştirel yorumlar yer alırken, Türkiye’de gazetecilerin, anti terör, ulusal güvenlik ve kişisel saldırı yasalarına dayandırılarak hapse atıldıkları belirtildi. Raporda, bazı medya kuruluşlarına açılan vergi davaları da ‘politik bir motivasyon’ olarak değerlendirilirken, ‘Yayın organlarının, hükümette olan AKP’nin hoşuna gitmeyen yayınları üzerine ceza uygulaması’ başladı görüşüne yer verildi.
    CPJ’nin, Türkiye’ye yaklaşık 4 sayfalık yer ayrılan raporunda, Türkiye’de, eleştirel haber ya da yorumların bastırılmaya çalışıldığı, yayın organları ve gazetecilerin ürkütüldüğü vurgulandı. 12 Eylül’de gerçekleşen referandum öncesinde, hükümetin demokrasiyi güçlendirme ve Türkiye’yi AB normlarına çekme söylemlerinde bulunduğu belirtilen raporda, ‘Ancak, basın özgürlüğü konusundaki reformlar ciddi derecede başarısız oldu’ dendi.” (Kaynak Vatan gazetesi)
    -
    Bu Gazetecileri Koruma Komitesi, araştırma ve konumunda dünya düzeyinde her ülkenin iç içlerine aynı mesafede duran bir kurum olarak araştırmış ve bize araştırmasının sonucunu yukarda sunmuş..

    Peki nerde bu ülke de yazarın özgürlüğü?.. Bariz ve kanıtlı adam size diyor ki; muhalif olan yazarlarınızı ve medianız var olan iktidar ve düzende korkutuluyor, polislerce basılıyor ve onun yaşamasında suyunu havasını kesip ..yok ergenokundu..yok yasa dışı örgüt üyesi bahanesiyle içeri tıkılıyor yani, yazarlarınızı asıyor ve kesiyorsunuz!

    Bu hangi iktidar döneminde oluyor AKP. Bu akp ne diyor.. “Pisliklerinizi temizliyoruz”…Bu kadar iffetllik bu kadar uyuşturma ve mantık dışılık af buyurunuz ilkel insan çağında bulunmaz! Bunun oluşunda beynimizin zonklamasını, yüreğimze saplanan hançerin acısını bir kenara bırakalım.. İş bu yönüyle ciddi olarak olayı irdeleme boyutunu aşmış olup ve olay tam bir KARA MİZAHA dönüşüyor.. Ve Aziz Nesin´e Allah Rahmet etsin..Yeni Aziz Nesinlerin doğmasına zaruriyet oluyor.. Ancak olamıyor çünkü Mujdat Gezen bir atıfta bulunuyor ..o iffetsiz yandaş media ve tvler, daha adam kara mizah yapamadan, resmen halkın gözünde linç ediliyor… Ama merak etmeyin .dogacak daha anaşından nice Aziz Nesin´ler doğacak..Geçiş bir saşkınlık ve kontra atak boyutu gibi affallamış durumdayız!

    Biz halkız.., hadi diyelim ki bu olanlar AKP döneminden önce de oluyordu! Hangi iffetsizlikte olmalı ki bunu dâhi kendinize gerekçe sunarak - bende yaparsam yani ne olacakmış ki - Diyebiliyorsunuz!
    - eskiden sizler de yapıyordunuz ve şimdi biz yapmışız ne olacak ki - hakkını ve savunmasını hangi iffetsizlik ruhu ile yapıyorsunuz bunu, Halk olarak, ama siz gibilere muhalifler olarak - tanımlamak kolay değil!

    Bu anlayış şöyle diyor..Bre demokrasi imamı şöyle diyor, - bana hırsızlık müstehak çünkü, benden önce ki iktidarlarda hırsızdı, onlar da devlet dairlerine kendi adamlarını ve kendi hukukunu yaratmıştı, irtica diye suçsuzları içeri attırmıştılar.., dini ayinler ve din üzerine odaklı mediyaya onlar da korku vermişti! ..Eeee o zaman buna şimdi benim de hakkım var!

    Yani.., ben de benimkini yaratıyorum dercesine bu nasıl orman kanunudur! Ama ve İyi de biz halkız unuttunuz mu breler …bizim günahımız ne, halkın yazarının günahı ne!

    Bunlara evet kanmak herhalde Aziz Nesin’in benzetişini de sollamış ve alzheimer , paranoyak ve psikoz tanımlarına uygunluk arz eder boyuta dayanmış!… Evet ortada olan uygulamaya yönelik halen hem kendinizin içi rahat değilse ha bire idişip/didişiyorsanız, huzursuzsanız ve hiç güveniniz kalmamış ve kuşkular dolu bir siyaset, politikaya kanmışsanız..Bu tanımlar eger bu siyasete kanmışsanız size bu tespitleri ortaya getiriyor…

    Bu tanımı ile kimlerimiz aptallığı da geçip artık hastanelik vakalar olarak dolmuşları, gemileri doldurduk ve bulutlarda uçarak
    Cennet hayelinde kimsenin ne ilğinde ne de ipliğinde devam ederek… örmeye devam kendi kiliminizi, pardon kilime kurban olayım, o pek çok rengi içinde taşır..Demeliydim ki, örün ak renkli çulunuzu! Bakalım daha içine ne dolduracaksınız!

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 16.02.2011 - 16:35

    Çöpten bebek çıkıyor
    Göbeği kesilmemiş.
    Anası vicdanlıymış!..
    Boğarak öldürmemiş.

    16.2.2011

    Bugünkü sıradan!.. bir haber.
    Elleri değil çöpleri çocuk
    Bu halkın saygınları bi-haber:(

    Cevap Yaz
  • Nadir Şener Hatunoğlu
    Nadir Şener Hatunoğlu 16.02.2011 - 16:22

    Saygı ile..
    Günün şiiri panosunda, ' Ellerin Çocuk ' başlıklı şiiri okudum. Şairimiz Ali şeyh ÖZDEMİR' in öteki şiirlerini de tattım.

    Bu şiirin birinci kıtasıda şair, darbe yemiş bir çocuğun genel görünümünü aktarmış.
    İkinci kıtada, çocuğa merhamet duyanların çocuktaki yıkıntıdan dolayı buz gibi doduklarını vurguluyor. Güzel bir buluşla şöyle diyor:

    ' Akortsuz bir keman sesinde bakışın.'
    So kıtada çocuğun yüreğinde sam yeli esmiş gibi darma duman, kurak, pertişan....
    ' Ama ellerin; ellerin çocuk...'

    Şairimizi kutluyor, antoloji.com/da kayıtlı ' Çocuk ' başlıklı şiirimin girişiyle, şairimize eşlik etmek istiyorum:

    ' Gönlüme takılan
    ' Çiçektir gülüşün;
    ' ama donundaki yırtık
    ' Bağrımdaki yaradır.

    ' Keyifle toprağı öpen ayağı
    ' Kuş gibi güzel sekiyor;
    ' ama çamurdaki izleri
    ' Alnımdaki karadır.
    ................
    ................
    *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*

    Cevap Yaz
  • Kılıç Ali
    Kılıç Ali 16.02.2011 - 15:53

    ellerin henüz büyümemiş

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 16.02.2011 - 15:25

    Dua için açılsın, göğe yavrum ellerin!
    İsyan değil sırf hamd'ı, etsin izhar hallerin!

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 16.02.2011 - 14:21

    Şiir güzel bir şiir, yüreğinize ve ellerinize sağlık olsun yorum ve dileğimi bir öncekinde iletmiştim..Tekararımla!


    Ve gündem..

    “Hükümetin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) aracılığıyla 2003’ten beri düzenli olarak halka dağıttığı bedava kömürün düşük kalitesi nedeniyle çevre kirliliğine yol açtığı ortaya çıktı. 2010’un son 3 ayında dağıtılan kömürlerden alınan 28 numenin 11’inin standartlara uygun olmadığı ve insan sağlığını tehdit edecek derecede kirletici olduğu tespit edildi. Bu şok gerçek, MHP K.Maraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un SYDV’ları tarafından fakirlere dağıtılmak üzere ihale edilen kömürlerin çevreye uygunluğuna ilişkin soru önergesine, Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun verdiği yanıtla günışığına çıktı.” (Kaynak vatan gazetesi)

    Yani ne diyoruz..zehirleniyoruz! Halk olarak resmen fikirde, yemede içmede..sadaka toplumu olmada..kendilerine han/hamam cip araba..villa..pırlanta bize zehirli kömür..Bu adalet halkın refahına ve barış/kardeşliğine bir siyaset değil ve bu gözler önünde soluduğumuz havada ap açık barizliğiyle ortada!..

    Sosyal yaşam zehirleniyor..siyaset zaten şu gidişatla zehirlenmiş..Adalet kolluk meselsi oldu gibi ..Allah korusun dünya da bir olay çıksa askerimizde moral 0.. Polisimiz ha bire suçlu yakalama suçlu ürteme peşinde iması veriyor..
    Halbuki onun asil ve asıl görevi halka iç huzur ve güven.., evet iç hududlarda polisimizin Türkiyemizin Halka onun tek ferdine varasıya kadar güven vermesi!
    Soruyorum kaçımız polisin sokakta varlığından iç huzur ve güven içindeyiz?

    Tabii burda sözüm şahsileştirme tek polislik görevini yüreten ferde olamaz..ama kurumadır bu iktidarın hükmünde ki polis kurumunadır..

    Polisin görevi kurum olarak imamlık, kurum olarak imamlığın görevi polis olamaz!

    Polisin foksiyonu aynı bir aile içinde anne-baba otoritesidir, otorite ise nizamı ve aile içinde huzuru yaşatmak için kaba kuvvet, piper gazı sıkma, falakaya yatırma ve hatta sözlü itici hırçın olma değildir.

    Korkutmayla otorite olmaz..Alilede huzur ve güven şefkat ve sevgi, konuşarak, izah ederek çocuğa da saygı duyarak sağlanır..
    Baskı kurarak, dayatarak ve kızınızı döverek, devamlı suçunu araştırarak, protesto etme ve istediğini söylemeyi elinizle tokmakla engellerseniz çocuğunuzu namuslu olmasını, kendine ve ailesine faydalı sorunluluk taşımasını sağlayamazsınız..
    Ve alın bu örnekten polisin kurum olarak Türkiyemizdeki işlevine paralel çekin..

    Bilirim ki İngiltere ve diger Avrupa ülkelerinde bir örnek Fikret Şahin gibi aydın insalar Wilders gibi faşistlerden diyelim ki Hak Şahini gibi söylem ve davranışlarında aşırı denebilecek inananları savunmaktadır.. Ama esasında Türkiyemizde Hak Şahini gibiler özünde bu aydınlara, insanlara ve halkın kardeşce, farklılıklarla yaşaması karşı esasında bir Wilders tan farkı yoktur..
    Avrupada ki Wilders’larla..ve Türkiye deki bu Wilders’larla insan varını koruyarak amansız mücade içindeyiz..

    Ve şu yukarda ki iki örnek yani halkın resmen zehirli kömürle zehirlenmesi ve polisin işlevi bırakın İç İşleri Bakanlığını..hükümetleri istifaya sev ediyor Avrupa’da..

    Bir örnek Belçika.., nerdeyse 2 sendir biraz da De wit faşistinin oy oranı nedeniyle halk hükmetsiz .. Ve siz hiç Belçika toplumunun bizde olanının yüzde beşi kadar toplumda çatışmalar, sorunlar veya halk nazarında taşkınlıklar dudunuz mu! Çünkü orda şu anda dünyada var olan boyutlarda ki tam demokratik toplumun tüm kurum kuruluşları ve emniyetten polisine kadar halkına hizmet vermede A ya da B siyaseti üzeri görevinin tam sorumluluğunda..
    Bizde bir gün başbakanımızı tv de görmesek.., acaba darbe mi olacak, nereye gitti..neden gitti..nerdeyese rüyalarımızda kabus gördürüyor toplumda!

    Ve Akp ilk geldiğinde Avrupa üyeliğine evet diyen halkımızın oranı nerdeyse yüzde 70 – 80 lere varıyordu..Şimdi ki oran nerdeyse yüzde 50 lerin latına indi! Neden? Çünkü akp kendi iktidarını kalacı yapmak için sözde Avrupa standarlarına reform ve Avrupa topluluğuna katılım yalanı ile Avrupa’nın
    da desdeğini alabilmek için…Yani onu dâhi amacına kullanmak kendi düzenini kalıçi kılmak için..

    Avrupa, Atatürk gibi ekonomide de askeri gücü dahilli tam bağımsız bir Türkiye değil, Osmanlının son dönemi gibi kendi içinde çarpışan ve dışa güdümlü ve pazarını Avrapalı holdinglere peş-keş çeklimiş din ile uyutulmuş bir Türkiye istiyor.. Yani al gülüm ve gülüm politikası..

    Yoksa ne Avrupalı kapitalis ne de Türkiye biat ve bağımlı ve kendi din odakli düzenini yaratma peşinde ki iktidar bir birlerini istiyor demek mümkün değil..

    Ancak, Avrupa medeniyeti ve toplumunda ki tüm kurum kuruluşların insaları ve halkının genelinde tüm toplum için var olana, adalet ve demokratik kuralların, insanların genelinde bir birlerinin farkllılığını kabullenerek barış içinde yaşamalarıyla Türkiye’de ki dirhem dahi kıyaslanamaz!

    Tanrım bizi Türkiye’deki ve dünyada ki Wilders’lardan koru diyelim bu günde!

    Saygıyla..

    Cevap Yaz
  • Hey Ozgurluk
    Hey Ozgurluk 16.02.2011 - 14:12

    Bir cocuk sancisi cagiriyor beni safagina
    alnimda bir soguk...
    ve
    savas senfonisi gelen gazete haberlerinde...
    korkular,
    dudaklarimda
    sevgiliye hasret kelimeler oluyor
    yarim kalan,yasanilmamislara...

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 16.02.2011 - 14:01

    Ellerin Çocuk; zira o elleri tertemiz çocuğu ve elleri kirletenler var. Sesi akortsuz ve gözlerine iğde dikenleri çakılmış başı karlı boranlı. Yönlendirenlerin kaplp atışı ve damarlarında SORUN VAR. iŞTE türkiye'NİN HALİ.... sON ELLEİ Yıldır neler yaşanıyor neler! Çocuk ne yapsın? Yıllardır taş atan ellerin yüreğinde ah ü zar var! Bence iyi ve doğru yorumlanmış şiir. İhtiyaçaları , Yöneticiler bir araya gelere.Bariş içerisinde karşılarlar. eLLERİN ÇOCUK FAKAT GÜZEL VE Üretici yapıcı işlerde kullan. Kullan çucuk... Bu ülkeye sahip aranıyor Eller'i çocuk!Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Mehtap Altan
    Mehtap Altan 16.02.2011 - 12:56

    bir çocuğun ellerine sığınan yaşamın girizgahındadır asıl özet...

    kutladım...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta