Kalabalıklar İstanbul da yalnızlık
İstanbul,
Avucumun içinde kalabalık.
Ellerim kadar hayal,
Genç kızın esmer ellerinde pervasızlık,
İstanbul serseri,
İstanbul vurgun,
İstanbul anlık…
Kaoslar,
Avuçlarımda suskunluk...
Cumbasında oturur, boyasızlık giymiş evin
Ömrü eteğine dökülmüş, eski bir kadın.
Yüzü,
Yüzyıllık…
Gergefine, işlenir yaşının geçmişliği.
El oyası mendillere işlenir, Bahar tadı düşleri.
Yüzümün gergefine işlenen nedir?
Mum kokulu ruhum.
Sabırsızlığa seyreden, Alasız bir figür oldum.
Kendine şaşkın, kendine kör,
Kendine uykularda akar,
Çocuk kalan yüzüm.
Geçmişin sinemalarıydı, gençliğim…
Korkak, yüzüm aynalardan
Sırların üstüne oturan çizgiler benim.
Gülüşümün kenarına oturmuş ta gitmez,
Gitmez, bitemediğim hüzün.
Bilincim yorgun.
Gizini sürmekten, alt bilincimin
Mavi düşünceler kar altında büyür,
Sanma ömrüm.
Ellerim bu yüzden üşür,
Bu yüzden ellerim,
İstanbul kadar ateşe sürgün…
İstanbul bana benzer,
Ben,İstanbul bezenirim.
Ruhumun gergefinde,
Bitiverir hayallerim.
İstanbul” un avuçları kalabalık
Benim, Ellerim de büyür yalnızlık…
Kayıt Tarihi : 5.11.2009 23:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
anlatımı dili ve tasvirleri ile güçlü bir kalemden nefis bir şiir...
kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (2)