Sahip miyim köle mi?
Mecnun muyum, mecbur mu dünyaya?
Yüz yıl yaşasam da, alıp götürecekler nasılsa,
Uğruna yandıklarıma...
Anılar, üzgün insanların belleğinde
Yerine ulaşamayan sitemlerle ağıtlaşacak.
Ve coşkun akan ırmağa düşmüş ağaç kabuğu misali,
Asla inci olmayacak göz yaşlarının seline kapılarak;
Eller üstü taşınacağım bir zaman,
Ayaklar altı toprağa konuluncaya dek.
Zaten, eller üstü ayaklar altı bir şey değil mi hayat?
Ayrılık anı gelip çattığında:
Yerdekine değil, göktekine el sallayın.
Ağlayacaksanız, yerdekine ağlayın.
Yaşam savaşını, sevginizi kazanmışsam...
Kıyametime alkışlarla uğurlayın.
Kayıt Tarihi : 27.1.2006 14:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tüm gece kabuslarla boğuşmuştum.Rüyamda bilemediğim bir nedenden ölüyordum.Ve benimle ilgili cenaze işlemlerinin hepsi bir tamam yerine getiriliyordu.Ertesi gün Sami arkadaşıma bu rüyamı anlattığımda; 'Ömrünüz uzamış Hoca'm' yanıtını verdi.Aynı gün Şerafettin isimli öğretmen akadaşım ve eşi Gönül Hanımla birlikte Bursa'ya gittiler.Kendilerini defalarca uyarmıştım ama Bursa'dan Keles'e dönerken Sevgili arkadaşım Sami, kamyonunun teknik bir arızası sonucu uçuruma yuvarlanarak yaşamını yitirdi(1991) .Olayda öğretmen arkadaşım Şerafettin ağır yaralı olarak kurtuldu.
![Ahmet Zekai Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/01/27/eller-ustu-ayaklar-alti.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)