Sabah yürüyüşümde yolumun üstündeki portakal ağaçları çiçeklerini çoktan dökmüş , küçücük portakalları oluşmuş bile...
İğdeler de çiçeğini çoktan uçurmuş.
Ihlamurlar tam gençlik çağında, her dalı çiçekli... O temizliğin ferahlığını anımsatan kokularıyla sarışın sarışın gülümsüyorlar...(Bana öyle geliyor)
İsterdim ki bir dal koparıp eve getireyim... Ama olmuyor işte. Dünyanın en ferah , ana şefkatini anımsatan kokusuna; iğde çiçeğinden bile fazla alerjim var.
Karşıdan seyrettim uzunca. O rüzgarda salınan iki renkli yaprakları:
Uçları güneşten sararmış saçlarını, yenice yıkamış... Işıl ışıl parlayan bir kız çocuğunu, anımsattı yine bana.... Gülümsedim kendime
Yağmurlar içinden ıslandım geldim
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Devamını Oku
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim