şair değilim...
bilirim ki her şiir yazana şair denilmez,
yine bilirim ki her resim yapan da ressam olamaz...
hele ki ressam hiç değilim...
(ne çok şey biliyormuşum :))
Ancak karmaşam yakalıyor gözlerimle yakaladığım kesik sisleri… debdebeli bir hayata iteleniyorum omuzlarıma seriyor saçlarını deli rüzgara üflüyor nefesini…kesiliyor sesim eşyada, içimi söküyor! ! !
Ben gecede siy (Ah!) …
Sen omzuma dokunan
Seyyah!
Gel gör
Çentik atıyorum bugüne dair geçen zamanın eğreltiliğinde bulduğum doğruları yakalayarak… Ne var ki yanlışlarımı doğrularken başka yanlışların içine düşüyorum aynı yolda uzayan saçlarımı kesiyorum…
Bildiğimize hizmet ediyoruz. Peki ya bilmediklerimiz… kıyasladığımız doğrularlarla doğrularımıza mı güveniyoruz. belki(?) her bilgi doğrudur fakat her doğrunun aklı da bilgi değildir çoğu zaman… kim her vakit aklına bu kadar itaat eder? (ki)
Bu nedenle sükûnu sevmişimdir
Aklım kadar seviyorum onu da
Dağınığım, hani dapdağınık. Oraya buraya savrulan hayallerini toplamaya çalışan biriyim işte.
Aslında onlar gibiyim. Kararsızım; korkuyor benden duygularım ve mantığım.
Bu yüzden suskunum biriktiriyorum içime atılanları. Çoğunu da ben attım büyüttüm bu dilsiz yaratıkları...
Tüm dağınıklığımım ortasında sebepleri arıyorum, aradığım şeyi bilerek savurganlımın köşelerine sığınıyorum…
Karanlığımın deliksiz uykusuna düştüm, düşerken üşümüş renklerimin arasından güneşlerimi seçtim, ama biliyorum ki ne kadar ısınsam da ben üşümeyi seviyorum…
Şimdi şimdi fark ediyorum; aklımın veryansın ettiği duruşlarına gülüyorum…
Durgunluğun getirdiği her şeyiyle birikintiler- dir içime çöken; ağır hengamesini bileklerim taşıdıkça nefesim deliyor topuklarımdaki azmi durduruyor. Köreliyor mu bir şeyler, tükeniyor mu?
tüm bu karalamalarımın arasında yitik bir ton ücrada bırakılmış sayfamın üzerine
basıldıkça katlanmış…
Gemilerime dokundun;
Okyanustun.
Deki; Ürkek!
Çizgilerimde yürüdün.
kimine göre koşarak
kimine göre emekleyerek...
yürüyorum...
tahmin ettiğimden daha zor geçecek hayat, geliştirdiğim teorileri ezerek... korkmuşluğumun üzerini örte örte gözlerimle ördüğüm duvarı sığlarda sağlamlaştırarak...akarak bildiklerimin üzerine ve ben biakil korkarak...
tutunduğum nedenler suretle bütünleşse de siliyorum her defasında karaladığım tabloyu renklendirerek... kuşkularımdır siyahla beyaz onları ben değildim ekleyen alelacele kördüğüm bağlarım oldular ter basan cümlelere hece.İşte bu yüzden tek bir renge isim veremedim... yavaşladım emekledim...yürümek ceasaretim oldu an ve an kökleşerek...
Hayat var yüklü bulutlar gri
Balığın içinde bir Yunus
Açmıssa ellerini
Hayat var çalkantılı deniz mavi
Gölgeler içinde gözler var
As minarelerine kalbimi
Defalarca öldür ki
Nasıl?
Nere de?
Öldüyse öyle dirilsin;
Avuçlarımda
Arka arkaya gelen zedeli sözler
kazandıklarımızın da yitirilmesine sebep oluyor,
sonuç değil asıl sebep olacakken karşımızda
sonuçların çıkardığı iniltiler,
yokluktan yok olamayacağı gibi
Sebeplere asılı dönencelerimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!