Durduğum her yerde bir kapı!
Kapı açılır…
Çıktığım noktalara girizgahtır
Karanlıktır
Kapılar üstüme üstüme
Neler neler kapanır …
Kendine yabancı olur olmaz her şeyiyle başkalaşmış gözlerin telkininde uzanıyorum kalbime, bir şeyler sıkıştırıyor, hücum ettikçe kan damarlarımda; yürüyemiyorum …
Beni kemiren hislerim varlığımda taşlaştıkça geriye döndü; O sebepti…
Dayanılan değil dayatılandı şartlanmış kalplerimize; körleşti…
Tepe takla oldu, nazarda oysa çiğ gibi süzülmekte vardı, düşe kalka büyüdü; düştü…
İçimde kilitlenen dünyamın
Pervazlarını açıyorum
Paslanan pervazlarını
Büyük bir iç gıcırtısı içinde
Uyanıyorum korkularımdan
Yine boşlukta gibiyim,
yine yuvarlanıyorum
düşüncelerimle kurduğum uçurumdan.
Yaylı bir yere düşüyor
geri dönüyorum uçurumlu hayatıma.
Yorgun muyum bilmiyorum,
Kuşların dilinden dinledim bir de bu türküyü
Bu sefer ağlatmadı güldürdü beni
Karanlıkta harmanlandı kahkahaham
Aynadan yüzüme çarptı
Cam kırıklarıydı ellerimi kanatan
Unutulmuşluğun ve umursamazlığın zembereğinde ufalıyordum ellerimi…
Yine üşüdüm ve yine büzüldüm avare ettin edeli yorgun ellerimle ıslattığım gözlerimi gözlerinde,
Tazelendim sanki, yaşlandıkça …
Oysa sen ne denizsin ne gök ne de yüzü… maviye dair hiçbir geçmişin yoktu belliydi
Onlarsız yaşamak olmazdı
Ben ki denizin rengini başka bir yerde bilmek istemeyen sani
Sahte kurgular içinde dönüp duruyoruz.Bizim için hazırlandılar.Hep hür irademizi aleyhimize kullandılar.İçimizde onlara anlamalar kattık, isimler verdik dilimize dolandılar.
Bizde bizi simgeleyen bu karşı konulmaz hayallerden birazda sahtelikten ibaret değildi hayat.
Sahtenin birde aslı, gerçeği vardı.
O hep kaçtığımız sorgulamaktan korktuğumuz rollerdi,
Sıkıştım kaldım demirler içinde
Demirci onları ısıtırken ateşte
Yanacağım yerde buz kestim
Korkacağım yerde sevindim,
En çok ta kızgın güneş önünde
Kararacağımı sandım
Bambaşka ritüeller içerisinde titriyor kalbim, en derininde en canlı kırmızısıyla düşünceler akıtıyor içime…bu bir nefsi mahkeme ve nefsi müdafa yapmak daha bir yaklaştırıyor darağacına… araftayım, oysaki yerimi biliyorum oyalanıyorum…
Bekliyorum…
Sabretmek gerekiyor …kestirip atamıyorum…
uçurtmalarımı uçuruyorum üç çıtalı hala dördüncüye siyah beyaz bekleyişlerim…bir palyaçonun omzunu büküp ellerime o rengarenk balonları uzatırken ve ellerim onları tutamayacak kadar doluyken bir çocuk kadar cesur olamazken ağlayamazken, mazgalların gürültüsünü duyarken yerlerde gezen bakışlarım geri dönmeler yaşıyor pembe eldivenler takıyor dünyaya dokunuşlarında şimdilerde …alkış sesleri kesildi, kapat sahn(t) e nin perdelerini!
Göz gizliyi aşikar eder
Kalb’i sineden
Gelen…
Şafaklarıma düşen zikzaklar
Muhtelifi ansızın sızar
Yarıklar açar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!