Elif Ayan Şiirleri - Şair Elif Ayan

0

TAKİPÇİ

Elif Ayan

Sevdanın rengini bulamıyorum.
Etrafta her renk uçurum.
Dipsiz kuyularla dolu bu şehir
Adım atsam sonsuzluğa gidebilirim.
Eğer sen sonsuzluksan
Sana gelebilirim...

Devamını Oku
Elif Ayan

Belirsizlik içinde yaşamaktansa; bu belirsizlik içinde yok oluşumu izlemeyi yeğlerim... Ruhumu kanatan herkes cezalandırılmalı… Bunu ben yapmalıyım… Eğer bir kelebek ömrüm olsaydı dokunduğum çiçekten haz almayı isterdim… Yüreğim hep açıktır benim… Gelene de gidene de…
Canım her yandığında uğursuzluk sayarım… Yeni güne öyle başlarım. Ama bu kadarda kötü olmaz ki hayat. Bu kadarda karmaşık olmaz ki... Bu kadarda mutsuz olmaz ki insan? Bütün terk edişlerimin sebebi vardır… Sebepsiz gitmem hiçbir yürekten. Ya adam çok yüreksizdir, ya da ben fazlayımdır ona… Klişeleşmiş bir aşka hiç eyvallah demedim. Her hata başka bir hatayı doğurur kendini bilmeyen biri için. Benim hatam ise hala nefes almak… Bir büyü olsa, çok uzaklarda aşk yaşasam ve bu aşk beni denize götürse… Kötü olan ne varsa silinse usumdan… Gülümsemeyi unutmasam hiçbir zaman… Ruhumu çoktan gönderdim oraya… O deniz kenarındaki kayalıklara uçsuz bucaksız bir deniz ve bu denizin maviliğinde huzuru aramaya gönderdim ruhumu… Bulduğunda, bavulumu yine parmaklarımın ucunda hissedip gideceğim… Sensiz belki… Seninle olmayacak biliyorum… Kusura bakma sevgilim anlamsızlığının ötesine gidemiyorum… Seni bu antik kentte bırakıyorum… Her an aklında kalmam için burada nefes alacaksın… Burada kim bilir ve acabalarla cebelleşirken sen, ben denizin sonsuz maviliğine ineceğim. Telefonun çalmayacak artık. Adım yazmayacak… Varlığında kaybettiğim sen yokluğumda sonsuzluğun soğuk koynuna bırakıvereceksin kendini.
Ruhumu kanatan ne varsa söküp atmak isteği uyanıyor içimde. Ve senide sensizlikle birlikte denizin sonsuz derinliğine gömmek, asırlarca oradan çıkarmamak istiyorum. Kimse görmesin seni, kimse dokunmasın istiyorum. Değer misin bütün bunlara, yani bu beyin yorgunluğuna değer misin sen? Şimdi üzülmenin sarhoşluğundayım sadece… Eski bir hatıra olacaksın zamanı gelince… Rafta kalan birkaç şiirden biri olacaksın… Kıymetini bil. Herkese yazmam böyle sevgiyle. Özeldin sadece… Ve kaldın sen o mevsimde… Yaz başıydı gittiğinde, döner misin yoksa kalır mısın olduğun yerde…
Şimdi yağmur daha derin denizden. Yani senden…

‘’Bağlılık, yâd, itaat etmek…

Devamını Oku
Elif Ayan

Üşüyorum anne nerdesin?
Ben burada yalnızım anne,
Babama selam söyle,
De ki; Elif ayakta durabiliyormuş artık,
Gülebiliyormuş ağlamaktan öte...

Devamını Oku
Elif Ayan

Bazen hayat yorar insanı
Dingin bir gün istersin sadece
Tek bir gün
Sonrası isterse ölüm olsun

Gelsin Azra Dede

Devamını Oku
Elif Ayan

Gördüğüm bir çift yürek vardı
Biri senin diğeri benim.
Uzaklardan gelişim zor olsada
Biliyordum ki güzel seyler olacaktı.
Sana demiştim;
Sonu kederde olsa,

Devamını Oku
Elif Ayan

Bir oyunla başlamıştı her şey. Küçük bir oyundu. Zaman öyle yaklaştırdı ki ikisini birbirine... Ada yüreğine kilit vurmuştu yıllar öncesi,Ayad hiç tatmamıştı ilk aşkından sonra bu duyguyu.bir çiçek diktiler yüreklerine,büyüyüp kok salacaktı,çiçek açacaktı bir gün.Öyle bir aska bedellenmislerdi ki sonu korkutuyordu onları.Ama hiç belli etmiyorlardı birbirlerine.uzun uzun bakıyorlardı,uzun sessiz sözcükler yazıyorlardı.öyle bir ask yasadılar 1 yıl dediler.Söz verdiler 1 yıl sonra dokunacaklardı birbirlerine,1 yıl sonra koklayacaktı Ada Ayad’ı,1 yıl sonra öpecekti Ayad Ada’yı...Koca bir yıl geçti..Sevda sözcükleri havada uçurtma oluyordu,gidiyordu sevdiğine..aralarında kilometreler vardı.Ama öyle büyüktü sevdaları.bir gün canları yanacaktı.ölümüne dediler.Cıktılar sevda yoluna.ellerinde mavi güller,Ada’nın hırcın saclarını bıraktılar rüzgara,el ele cıktılar yola.olum yoluna...Hiç tedirgin değillerdi.Yürüyorlardı karanlık yolda...Işık yoktu.dolunayda kaybolmuştu bulutların arasında... kalplerinin atışları çınlatıyordu ortalığı.Ada’nın gözleri aydınlatıyordu önlerini,yürüyorlardı...suskundu ikiside.şehre yaklaşmışlardı.Bir kasabadan sonra şehre gireceklerdi.Biraz ilerde bir gölge gördüler...iyice yaklaşmışlardı çınar ağacının altında oturan adama..Selam verdiler,o Azra Dede'ydi tanıdı Ada birsey söylemedi Ayad’a...Yolu sordular Azra Dede'ye.Şehre nasıl gideceklerdi? Tarif etti Azra Dede 'bu yolu takip ederseniz çok uzun.ama şuradan giderseniz kestirme,yalnız pek tekin değildir.'dedi.birbirlerine baktılar Ada ile Ayad.O kısa yolu tercih ettiler.zaman kısıtlıydı.Azra Dede ikisinin ellerini tuttu 'korkmayın siz kazanacaksınız'dedi.Şaşırdılar yola koyuldular.Uzaklardan kurt sesleri geliyordu,sessizliğin ortasında iki yalnız yildiz gibiydiler…Ada durdu...'seni çok seviyorum bunu biliyorsun...benim mabedim,sığınağım,gizli bahçem oldun.mehşerde de sana sesleneceğim..seni hep sevecegim'dedi ve yere yığıldı.Son kez baktı sevdiğinin gözlerine,kapattı gözlerini..Ayad şaşkındı,sarıldı Ada’ya 'beni bırakmayacaktın hani aşkım,ölüme birlikte gidecektik,ikimizi vuracaklardı,ikimiz el ele ölecektik hani? Uyan Ada beni yalnız bırakma nolur uyan'diye haykırdı...Ada duymuyordu artik onu...yankılanıyordu haykırışı..Aldı Ada’yı kollarının arasına,bir tüy gibi hafifti..Yürüdü Ayad...Uzun bir yoldu geri dondu kasabaya,Azra Dede'nin yanına,ayni yerde oturuyordu Azra Dede,elinde mavi bir gül vardı.Yaklaştı Ada’nın hırçın saçlarına takti gülü.Ayad şaşkındı 'bende ölmek istiyorum,benimde canımı al,onsuz yasayamam 'dedi.
Azra Dede; 'sen Ada için yaşamalısın,onu varlığında sevdiğin gibi yokluğunda da sevebilmelisin,gerçek sevda yan yana olamamaktır,bu ask seni yaşatacak,onsuz yaşayacaksın.Bu sana Tanrı'nın mükafaatı..Kimseye böyle ask nasip olmaz evladım' dedi.ağlıyordu Ayad.Orada o çınar ağacının altına gömdü Ayad’ı.Bırakmak istemiyordu kara toprağa sevdiğini ama çaresizdi.Gitti çok uzaklara.hayalini kurdukları evi yaptı bir dağın tepesine,meyve ağaçları dikti. O günden sonra kimseyle konuşmadı Ayad, lal olmuştu artik..1 yıl geçmişti aradan Ada’nın öldüğü gündü..Penceresine beyaz bir güvercin kondu çiçeklerin arasından öylece bakıyordu Ayad’a..Bir ses duydu derinden…Ada’nın sesiydi bu; 'bana gel aşkım üşüyorum gel artık' diyordu ses...deli gibi yola koyuldu Ayad.O çınar ağacına gitti.Ada'nın mezarının üzerinde mavi bir gül açmıştı.Ağladı...Ağladı...Çıktı kayaların üzerine 'geliyorum aşkım 'dedi bırakıverdi kendini sonsuz boşluğa.hırçın deniz aldı onu dalgalarının arasına..Kayboldu..Ada’sına gitti Ayad..
Azra Dede belirdi Kayalıklarda 'dillere destan bir efsane daha yaşandı bitti. Gerçek dünyada mutlu olacaksınız, hiç ayrılmayacaksınız çocuklar' dedi.
O günden sonra mavi gül imkânsız aşkı simgeler, maviler ateşten gömleği giydirdi mi bir kere çıkaramaz sevgililer...


Devamını Oku
Elif Ayan

Bir pazar sabahiydi
İslahiye'de bir can yaniyordu
Bileklerinden kan akıyordu
Simdi bir pecetede kaldi kan damlalari,
Canima can katan sevdalari.
Özgürlügümün sessiz gümbürtüsü

Devamını Oku
Elif Ayan

Hani uykum kaçtığında
Sersem gibi dolaştığımda
Her bir odada...
Hani telefona bakıp
Uzun gecelere gebe kaldığımda
Sana veda etmeyi düsünürdüm hep.

Devamını Oku
Elif Ayan

Büyük bir aşka bedellendim
Okuduğum kitap,
Yazdığım şiirde sen varsın.
Ihlamur ağacının yamacına uzandım
Seni düşünüyorum
Teninin kokusunu ciğerlerime çekmeyi

Devamını Oku
Elif Ayan

Nefesime nefesini eklediğin için
Seviyorum seni
Kırılganlığımı unutturup
Kollarının arasına sardığın için
Seviyorum seni
Uykusuz geçirdiğim her geceye inat

Devamını Oku