Bir zamanlar bir elf kızı vardı
Bir yıldızdı sanki gündüz parlayan
Ak mintanı altınla bastırılmıştı
Pabuçları ise gümüş beyazından
Saçı uzundu bembeyazdı teni
Güzeller güzeliydi hürdü
Rüzgârda bir ıhlamur yaprağı gibi
Hafifçecik yürürdü
Alnına bir yıldız iliştirilmişti
Bir ışık yanardı saçlarında
Tıpkı parıldayan güneş gibi
Latif çınarın altın dallarında
Ondan görürdüm yıldızlardan yapılmış
Bir tacın belirdiğini
Sanki gümüş bir ipe dizilmiş mücevher gibi
Ne bulut örterdi O'nun güzelliğini
Nede gölgelerdi gece
Parıldardı sonsuza dek zarafetle
Gazap rüzgârları esip sürükledi O'nu
Körcesine kaçtı köpüklerin arasında
Batıdan doğuya amansız ve habersiz
Koşup gitti evinden tarafa
Buraları akşam alınca kurşun rengi
Ayak sesleri duyulurdu tepelerde
Tan vaktinden önce giderdi
Tek söz etmeden
Uzun bir seyahate
Ancak gittiği yerden hiç haber gelmedi
Beri sahilde yaşayanlara
Birdaha hiç birşey işitilmedi
Bekleyenler O'nun hakkında
Nerelerdedir bilinmez şimdi
Gölgede mi dolanır
Gün ışığında mı
Bir gece bir yel esti gürleyerek
Alıp götürdü O'nu sürükleyerek
Soğuk olacak elde
Kalpte, kemikte
Soğuk olacak bu uyku taştan kabrin içinde
Onsuz birdaha asla sonsuza dek
Mekanı bu taştan yatak
Sahibi birdaha asla uyanmayacak
İsmail Duruyürek
İsmail Duruyürek 2
Kayıt Tarihi : 11.11.2025 11:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!