carettalar vurur ya sahile, Eleni
somonlar tatlı bir dinginliğe
ördekler, göl kıyısına
ben de senin kollarına atmışım kendimi
mahallemizin gözbebeği
sarışın mavi gözlü
hüzünlü kız
haydi ver elini
dursun sinemdeki dayanılmaz çarpıntı
Ah! o gençlik
o serkeşlik,
o hoyratlık yok mu,
o boşvermişlikler
nerede şimdi
kırkbirindeyim diye mi böyle Eleni
ondördünde mi kaldı sevinçlerim,
incir ağacına kurduğumuz salıncakta mı
kaybettik birbirimizi
hatırlarmısın Eleni
gizli gizli buluşmalarımızı
dut ağacının altında
verdiğin buseleri
bir hayalmiydi yoksa,
yoksa, hayatmı bitti Eleni
geçkin saatlerde eve dönmek telaşıyla
sıkıştırılmış sözler kaldı geriye senden
bir de rüstem bakkalın köşeden dönüşün
saçlarını savurarak rüzgara
o yitik gözlerinden
bir bakıştı halbuki bütün hazinem
bir de avuçlarındaki nem Eleni
içimi ürperten
bunun içindir kandil gecelerinde ağlamaklığım
bunun içindir şahitliğim kanadı kırık serçeye merhametinin
bunun içindir yüreğimdeki sızı, Eleni
bunun içindir kana bulanışı ellerimin
göğsümde bir hırıltı canhıraş
ayrılık treni giderken yavaş yavaş
Kayıt Tarihi : 5.8.2008 00:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!