Bir ihtimaldi baharı beklemesi
Dünyasının yeşile boyanması bir ihtimaldi
Yalancı baharlara alışıktı ezelinden
Yıllar önce ayrılıp gittiği günün hikâyesini
Anlatmayacaktı
Kendine söz vermişti önceden
Sırlarıyla birlikte sevgisini de gömdü geçmişine
Duygularına ve içinden gelen sese engel olamadı
Gençliğini anılarını bıraktığı salaş meyhaneye
Götürdü yüreği.
Saçları siyah elaydı gözleri
Alımlı mı alımlı narindi Eleni
Dolanıp durdu
Eski meyhanenin olduğu çıkmaz sokakta
Çatısı da yıkılmış
Sarmaşıklar kurumuştu kapısında
Ahşap pencereye doğru yürüdü
Kenarından tuttu usulca
Mazisi uyanacak diye korkuyordu
Parmaklarına yapıştı anıların tozu
Susmuştu çigan müziği
Rengarenk ışıklar sönmüş karanlıktı masalar
Duyulmuyordu kırılan kadehteki isyan sesleri
Meçhul sevgili yoktu orada
Hayali de kokusu da silinmişti
köşedeki yeri ve
Sandalyesi artık bom boştu
Keskin bakışları geldi gözünün önüne
Suçlayan yüz ifadesi delip geçti yüreğini
Çatık kaşlarının altından
Sert bakışları
Bir bir yüzüne vuruyordu geçmiş hatalarını
Zaman sanki örümcek ağlarıyla örülmüştü
Beyaz masa örtüsü toz içinde
Eleni’nin
Tabağında kuru güller bıraktığı yerde
El değmemişti
Saçlarının arasına gizlenmiş birkaç beyaz gül yaprağının
Kokusunu duydu
Def’in zillerine vuruyor
Kulağındaki çığlıkları susturuyordu
Dönüyordu durmadan dünyaya inat.
Hayattan yediği sillelerin acısını alırcasına
Zil şıkırtısı susturuyordu masalardaki
Sarhoşları
Gözü yaşlı arıyordu aşık olduğu adamı
Ta ki siyah saçlarına kar yağana kadar
Her gece bekledi
Ve dönmedi esrarengiz sevgili
Kaç yaralı kalbe ilaç olmuştu bu salaş meyhane
Kaç göz yaşına kadeh kaldırılmış
Küfürler savrulmuştu geçmişine
Dili olsaydı tahta masaların
Neler anlatmazlardı
Bir kadeh rakı
Bir parça beyaz peynir
Kırık kalplerin hikayesi biter miydi sohbetler derin
Sabahçı meyhanesinde ki kandiller
Şafakla birlikte sönerken.
Eleni
Midye kabuğuna koydu yaşlı kalbini
Elindeki hazineyi usulca denize bıraktı
Son kez baktı salaş meyhaneye
Ve ağlayarak oradan uzaklaştı.
Gamze YAĞMUR
Müjgan Asıl KefeliKayıt Tarihi : 25.3.2014 21:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Müjgan Asıl Kefeli](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/03/25/eleni-11.jpg)
Sn. Şiirsever, bizim ülkede şiirlerin rengini görecek göz, kokusunu alacak burun, derinliğini düşünecek duyarlı ilişkilendirme kurabilen bir mantık olmadığı için bu güzel çalışma yeterince anlaşılamamış. Bizim insanlar Ferhat ile Şirin, Arzu üle Züleyha, Zöhre ile Tahir gibi sanatsal değeri olmayan uydurum öykü
ler sunularak uyutulmuştur... Bu sınırın ötesine geçememiş bir toplum şiirden ne anlar? Onlara sadece takvim yapraklarının arkasında gösterilen 'kıssaden hisse' örneğinde çocuksu örnekler vermeniz yeterlidir. Çok başarılı bir Türkçe, başarılı bir betimleme, yetkin ve duyarlı bir konu... Kutluyorum...+10
TÜM YORUMLAR (1)