Muharrem ayının dolu dolu geçtiği Elbistan’da, Elbistan Belediyesi Kültür Ocağı olarak, kendimizi, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Elbistan şube başkanı Ali Rıza Cimikoğlu’na vakıf tarafından verilen iftar yemeğine davet ettirmemiz zor olmadı doğrusu…
Daveti aldığımız andan itibaren bizleri tatlı bir telaş sardı. İçimizden “Eli boş gitmek olmaz! ” diyenler oldu. Bunun üzerine, aramızda eli dolu gitmenin ölçüsünü tartışırken, telefon eden sayın Cimikoğlu’nun birşey getirmemizin uygun olmayacağı yönünde kanaat beyan etmesiyle işin bu veçhesi gündemimizden düştü.
Vakit tamam olduğunda (12.11.2013) iki arabaya binerek vardığımız Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda bizi kapıda karşılayan –eski başkan– Ali Kaya Hocam tarafından iftarın yapılacağı salona alındık. Salon 5-600 kişinin aynı anda yemek yiyebileceği büyüklükte yapılmış olup, ihtiyaç halinde bu sayı iki katına çıkacak şekilde düzenlenmişti. Başkan Cimikoğlu tarafından saygıyla karşılandığımız salonda, programı rahatça takip edebilmemiz için, sahneye yandan bitişik masaya buyur edildik.
Hoş-beşi müteakip, mikrofon aracılığıyla iletişim sağlanan salonda sayın Cimikoğlu’nun yaptığı iftar konuşmasında şeref konuğu olarak anons edilmemizin ardından, söz Adıyaman’dan gelen Garip Buzkurt Dede’ye bırakılarak program başlamış oldu.
Alevilikte dua sözcüğü ile eş anlamlı olarak “gülbank” ve “tercüman” sözcükleri kullanılmaktadır. Alevilikte tüm dualar halkın anladığı anadilde yapılmaktadır. Doğal olarak bölgeden bölgeye değişiklikler olsa da, genelde tüm Alevi duaları “Bism-i şah”la (Şahımızın adıyla) başlamakta ve Hz. Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli’ye atfedilen sözler ile bitmektedir.
Garip Dede’nin sofraya otururken “Bism-i şah... Evvel Hak diyelim, kadîm Hak diyelim... Geldi Ali sofrası, yâ şah diyelim. Şah versin, biz yiyelim. Demine hû diyelim! ..” şeklinde yaptığı duadan/gülbanktan sonra, oruçlularla birlikte yaklaşık 500 kişinin bir araya geldiği sofrada biz de ikram edilen yemeklerden yedik.
Yemek sonrası, sofradan kalkarken Garip Dede şu gülbankı okudu:
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta