Yıllar önce bir sahil kasabasında, bir sır yitirdim.. O andan sonra ne bana, ne de başkasına ait olacak bir sır.. Doğanın onu saklayacağını biliyordum.. Bu, inanmak değildi; doğayla ruhum arasında yapılmış gizli bir anlaşma gibiydi.. Yıllar geçti.. Bu, bizi birbirimize bağlayan bir tılsım..
Doğa bana bir parçasını verdi.. Bunu, firavun kadehinde bir zehir gibi sundu adeta.. Ben o zehri içtim içeli “ben” değilim artık.. Bu duyguyu tanıyor musun ela gözlü kadın? Yaşayabilmeni isterdim..
Bazı şeyleri anlamak için yaşamak gerekir..
Bazen, anlamak için, yaşamak bile yetmez..
Fizikçiler, aynanın bize bakan tarafıyla, arkasında kalan tarafındaki görüntünün aynı olduğunu söylerler.. Hatta iki taraftaki her iki görüntünün aynaya olan uzaklıklarının da aynı olduğunu söylerler.. Düşünüyorum da, acaba hangi fizikçi aynanın öbür tarafına geçmiştir bugüne kadar? ! ! Hatta geçmiş olsa bile, geçtiğinin bilincine varabilmiştir? Aynanın bu tarafıyla, öbür tarafının aynı olduğunu
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta