Oku vasfı halin saman artığı,
Kara bulut kasırga yora kalasın.
Asaleti akrep beze sardığı,
Yılan çıyanların cıra kalasın.
Üç hokka beş dirhem ayar bedeni,
Her saça bir tarak boyar kefeni,
Yedekler kenara koyar âdemi,
Hesabı vicdanan vere kalasın.
İbrettir mor koyun hile oyunu,
Pazarda er satan hoyrat huyunu,
Kaçak güreşini kuzgun boyunu,
Postunu cendere sere kalasın.
Hor medek camışa hodak sürersin,
Her mâsiyet beleş yaltaklanırsın,
Kaz gelecek yere canın verirsin,
Kârını şeytanlar sara kalasın.
Şımarık hoyhoylu asalak yaşar,
Dellal huy edinmiş dörtnala koşar,
Çakala yeni yem eskiyi boşar,
Alnında kör damga kara kalasın.
Her torbaya sallar lâ balans başı,
Kim kemik atarsa lâşesi aşı,
Böyle gelmiş,gider tufeyli işi,
El kapılarında tura kalasın.
Sahte cambaz lastik ipte oynayan,
Bal tas, şimşir kaşık zehir kaynayan,
Küllü şey menfaat kurban eyleyen,
Her zerrende riyâ şere kalasın.
Yere bakıp yürek yakan bakışın,
Gündelik yelpazen iniş yokuşun,
Mimarın yaptığı imar yıkışın,
Vîrâneler baykuş yere kalasın.
Dipsiz kuyularda kaçak rol yapar,
Anafor istismar kisveli sapar,
Nice yıl besleyen sahibin kapar,
Yabâni kurtlara üre kalasın.
Uzaktan yılışık çingen yerlisi,
Elden ele havlu mendil kirlisi,
Nice sinek konar, yavşak terlisi,
Her yandan bir maraz zora kalasın.
Âhım Şehinşâha erken bulasın,
Çare yok mu yâ râb, diyen olasın,
Hasret kala döne, saçın yolasın,
Davalı divana vara kalasın.
Sûreten işaret olursa meyli,
Saltanat suratlı çıkar okeyli,
Bozguncu maskeler heyhâttır kavli,
Ömrünce aldatan yâre kalasın.
Mayasız metrûke kara sapanı,
Evlek evlek tezek isyan tapanı,
Tekmeli kör öküz kıra sopanı,
Tarlanı yogiler süre kalasın.
Adın çıka dönek rezâlet ola,
Kesile zürriyet kocasız dula,
Uyuz vere Allah tırnaksız kala,
Nâ çare hâbis ur, öre kalasın
Yâd iller kaçıp çıra yakasın,
Çöplüklerde karga tara çıkasın,
Sarp yamaç uçurum yara bakasın,
Mücrim-i müellim dara kalasın.
Terki diyar çare değil firardır,
Sarrafın cevheri vicdan zarardır,
Fatura kabarık hileler ârdır,
Ölmeden hesabı göre kalasın.
Sahte bit pazarı satarlar seni,
Bulanık deryaya atarlar seni,
Deniz vahşileri yutarlar seni,
Sefil serkeş sebep sora kalasın.
Dumanlı dağ başı soyalar seni,
Leş kuşlar gözünü oyalar seni,
Sahipsiz mezara koyalar seni,
Haşre dek başını, vura kalasın.
Dökmedim içimi, bunlar yetmez ki,
Kanıyor mürekkep, daha bitmez ki,
Bu kasveti artık baskül çekmez ki,
Nankörün yandığı nâra kalasın.
Haddini bilmeze mazruf ta’limat,
Sakla bu şiiri, ibret ta’lim et,
İçine dert olur, şifre ma’lum et,
Gerçeği inkârcı köre kalasın.
Bu destan mezarın taşına kazam,
Uğrak yolculara ibretlik dizem,
Hiç pula satmıştır geberik yazam,
El âleme rüsvay dura kalasın.
Figani der, âhım, seni tutacak,
Ateşi yaramın kanı saracak,
Bu dünya değilse ukbâ soracak,
İmdât diye feryâd zâra kalasın.
15/08/2008
İbrahim OkurKayıt Tarihi : 3.12.2016 16:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!