El’in getirdiği düzen daha monarşi döneminde yetmemeğe başlamıştı. Nasıl yetsindi ki... El'in getirdiği sistemde görüldü ki biri yiyor yüz biri bakıyordu. Mülkü olan balın da sahibiydi. Balı kovandan çıkarıp kaba koyan köle parmağını yalıyordu. Buna karşın El sistemi seçilmiş olan şanslı kullara yetiyordu çok şükür... (!)
Bu ikilem (dilemma) karşısındaki parmak yalayıcıların; çok heyecanlandıkları yerde de avantacılar tarafından kendilerine yapılan vaadi hatırlıyordu. Vaadi anımsamasıyla birlikte hiddetini sınandığına, sınava çekildiğine verip estağfurullah çekmesi ile şeytan iğfalini bastırıyordu!
İnsanın düşünmesi her yerde kıskaca alınmıştı. Her şeyi bir başkasının avantacı mülk sahibi olma, kurgusuna göre düşünüyordu. Böyle durumlar içinde kişi düşüncelerinde kırpma ve süzgeç devreleri düşünce sistemi içinde devreye giriyordu.
Davranışlar kırpma ve süzgeç devreleri nedenle kendi üzerine kendi etkisi olmakla; "asi olmamakla", "sınava çekilmekle", "şeytana uymamakla", "Salih kul olmakla" vs. kırpılıp sığaya çekiliyordu.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta