El Feneri Şiiri - Hümeyra Gün

Hümeyra Gün
257

ŞİİR


98

TAKİPÇİ

El Feneri

Yıl 1974 -75…
Okuldan mezun olmuşum.
Sanki dünyayı parmağımda döndürecek kadar güçlü ve donanımlıyım…
En azından ben öyle düşünüyorum...
Tayinler belli oldu, Antalya Akseki /Minareli Köyü.
Sevinçliyim.
Endişe var mı?
YOK.
Ben her şeyi yenecek GÜÇTEYİM.
Köy gerçeğini biliyorum.
Zor olan hiç bir şey yok…
Bu ruh durumuyla gittim köye.

Köyde yol yok, bakkal yok, elektrik yok.
Okul 3 yıl öğretmen görmemiş.
Çoğu zaman kilitli kalmış.
Erkek öğretmen çekememiş istifa etmiş gitmiş.
Eski ahşap bir bina, merdivenleri tahtadan.
İnip çıkarken gıcırdayıp sallanıyor.
Köy gerçeğini bilen bendeniz şaşkın mı şaşkın.
Yelkenler suya indi inecek.
Yağmurlar gözlerime yağdı yağacak.
Yok korkmayın, başım DİK.
Hamurumuz İYİ yoğrulmuş...

Gece karanlık.
Köylülerden gaz lambası istendi.
Bazısı yufka ekmek, bazısı katık getirdi.
Allah ne verdiyse yendi içildi.
Herkes dağılınca tedirgin bir şekilde uykuya yatıldı.
Biraz sonra odanın altından tıkırtılar gelmeye başladı.
Uyu uyuyabilirsen.
Kalp çarpıntılarıyla sabahı bekledim.
Gün ağarınca doğruca odanın altındaki dam gibi yere indim.
Baktım ki dağ keçileri içeriye girmiş.
Derin bir nefes aldım.
Kendime kızdım...

Ertesi gün gene karanlık bir gece...
Kapım çalındı.
Tedirgin bir şekilde açtım.
Baktım yaşlı bir beyefendi.
Gayet kibar (öldüyse ışıklar içinde yatsın) …
Kendisini tanıttı...
İstanbul 'da oturuyormuş.
Tatil için köye gelmiş.
Köyünün öğretmensiz olması ona üzüntü veriyormuş.
"Okulumuzu açtığın için teşekkür ederim.
Bundan sonra size GÜNEŞ diyeceğim” diyerek,
elindeki pilli el fenerini bana uzattı.
"Siz benim köyümü aydınlatınız, bu fener de sizin yolunuzu aydınlatsın "dedi.

İşte o günden beri, o el feneri bende saklıdır…
Ne zaman DARA düşsem o fenerin bana verdiği manevi gücü hatırlarım.
Ondan destek alırım.
Aradan yıllar geçti.
Ben yaşlandım.
Ama umutlarım VAR.
Anlayacağınız benim dünyamda
"O GÜZEL İNSANLAR, O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTMEDİLER" hâlâ bir yerlerde VARLAR...

Sorarsanız: “Tekrar ÖĞRETMEN OLMAK İSTER MİSİNİZ? ” diye…
Hem de canı gönülden "EVET" derim....

Hümeyra Gün
Kayıt Tarihi : 18.5.2015 14:56:00
Hikayesi:


HATIRALARDIR insanın kanatları...Kim demişti unuttum ama, "Yaşlılar anılarıyla, gençler umutlarıyla yaşarmış..." Aynen öyle...Sanırım yaşlanıyoruz yavaştan... :) Bu anım kendi imkanımla çıkardığım 'Elifçe Mırıltılar ' kitpçığımın önsözüydü...Dedim ya 'Hatıralardır insanın kanatları...Taktım kanatlarımı yine...Çıktım uzun bir yolculuğa...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ercan Kurt
    Ercan Kurt

    Şu sahifeye gelene kadar size kardeş mi abla mı ne diyeyim bilemez haldeydim.
    Buraya geldim,iyi oldu...
    Muhterem Hocam,Saygıdeğer Ablam;
    beni de mümkünse kardeşleriniz arasına yazın.
    Okuduklarımızdan,okuyup anladıklarımızdan yola çıkarak,
    biz bu sahifelerin yazarına teşekkürü borç biliriz.
    Lütfen yazmaya devam ediniz ve bizi de haberdar ediniz.
    Çünkü yazdıklarınız çok güzel...
    Saygılarımızla...
    .

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz

    Çok güzel bir öykü. Severek okudum. Söylenecek çok az söz, düşünülmesi gereken çok gerçek var. Küçücük bir öykü de benden:

    Danışman Köyü. Doğu Karadeniz'de bir dağ köyü. Genç arkadaşım İbrahim'le 1960 yılı Rylül'ünde göreve başladık. 47 Öğrencimiz var. Okul iki sınıflı. Bir ve ikinci sınıflar bir derslikte, üç dört ve beşinci sınıflar bir derslikte. Küçük iki odası olan ahşap bir köy evinde kalıyoruz. Geceleri bizi bir fare rahatsız ediyor. Kitaplarımız, eşyalarımız ve yiyeceklerimizin çoğu basit iki tahtayla yapılan rafta duruyor. Ne yapmışsak farenin belasından kurtulamadık. İbarahim kasabadan bir fare kapanı alıp geldi. O gece kapanı güzelce hazırladık. Işığı söndürerek yattık ve uyumadan kapanın sesini dinlemeye başladık. Aradan bir saat kadar zaman geçti ve bizimki birden tıkırtılar çıkarmaya başladı. Gece ne olup bittiğini göremiyorduk. Derken, 'şak' diye kapanın sesini duyduk. Gaz lambasını yakıp baktığımızda tel kapan fareyi tam belinden yakalamıştı. Kurtulmak için çırpınıp duruyordu. İbrahim gaz şişesini eline aldı farenin üzerine biraz gaz döktükten sonra kibrite uzandı. 'Yakacağım seni, Allah'ın gelse artık seni elimden kurtaramaz!..' diyerek yaktığı kibriti yavaş yavaş fareye doğru uzatıyordu ki, tam tutuşacağı anda sanki hiç bir şey olmamış gibi fare kapandan kurtularak kaçıp gitti. Tanık olduğum bu olayı yıllarca unutmadım ve ondan sonra çok farklı bir insan olarak değiştiğimi anladım. Fare kapandan yanacağı anda nasıl kurtuldu, doğrusu hala şaşkınım!... ++

    Cevap Yaz
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    selamlar hocam...cahalete karanlığığa ışık tutn yüreğinize sağlık...amcayıda selametle anıyorum...öğretmen herşeyidir bir köyün...medeniyeti güneşi ışığıdır yıldız yıldız...o zorlu şartlara görev aşkıyla dolu yüreğinizden öpüyorum sizi sayın hocam ...sonsuz saygılarımla...tam puan..

    Cevap Yaz
  • Gülali Ölmez
    Gülali Ölmez

    Geleceğimizi ören öğretmenlerimize sonsuz sevgi ve saygıyla.Ayrıca vefakar köy öğretmenlerimize sahip çıkan bir avuç yürekli insanlara da yürek dolusu selamlar olsun..Kaleminize sağlık..

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben

    Duygu yüklü seslenişleriniz daim olsun kardeşim,
    kutluyor saygılar sunuyorum.
    .

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Hümeyra Gün