Bir gün, hiçbir şey olmamış gibi
çekip gittin.
Ne bir teşhis koydun,
ne de bir otopsi bıraktın ardında.
Kalbim, bir patoloji raporu gibi sustu o gün—
içinde senin adını taşıyan hücreler
nekroza uğradı,
ve ben,
bir eksiklik sendromuyla yaşamaya başladım.
Seninle konuşmalarımız vardı, hatırlıyor musun?
Tanrılar kadar eski,
ama bir çocuğun kalbi kadar kırılgandı.
Sen Artemis’tin belki,
ben ise avına âşık olmuş bir geyik.
Okun kalbime saplandığında
ağzımdan çıkan tek kelimeydi:
*“Neden?”*
Ama sen sustun.
Sükûtun, bir anestezi gibi uyuşturdu beni.
Artık acıyı hissetmiyorum,
ama acı hâlâ orada—
bir MR görüntüsünde,
göğsümün sol üst köşesinde
karanlık bir leke gibi duruyor.
Ben seni
bir dua gibi ezberlemiştim oysa.
Her gece,
hipotalamusumda senin adını fısıldayan
bir nöron uyanıyor hâlâ.
Ve her sabah,
senin yokluğunla başlıyorum güne—
bir eksik organ gibi,
bir amputasyon sonrası hayalet ağrısı gibi.
Sen gittin.
Ve ben,
bir mitin yarım kalan kısmı oldum.
Seninle başlayan cümlelerim
artık tanrılara küfür gibi.
Ve ben,
Prometheus gibi zincirliyim şimdi
her hatırada yeniden parçalanan
bir karaciğerle.
Sana öfkem yok,
çünkü öfke bile bir bağdır.
Ama kırgınım.
Çünkü sen,
beni terk etmedin sadece—
beni benden aldın.
Ve şimdi ben,
kendime dönmeye çalışan
bir sürgünüm.
Burhan GÜLER
Kayıt Tarihi : 12.10.2025 16:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!