Önceden günler erken başlardı.
Gün ağarmadan sofralar kurulurdu,
Ekim ayında!
Her köy evinde bulunan
ekim telaşı yaşanırdı!
Bir hafta öncesinde
sabanla sürülmüştü tarlalar.
Her evin yanındaki damda
yaşayan sarı öküzlerle!
Zahmeti akan terden çıkmışrı,
Serinliği ise bir testi sudan!
Geceden hazırlanırdı azıklar.
Yahya dedenin
çıkınına yerleştirilirdi
Hatice nine tarafından.
Ayşe yengenin çocukları şendi.
Musa dayının etrafında koşuşturan.
Bir hevesle yerleştirirlerdi tohumları,
hazırlanmış çuvallara.
Sırtlarında taşırlar, yorulmazlardı
Özenle dizerlerdi onları
öküz arabasına!
Sonra bata çıka ulaşırdı öküzler
köy yollarında tarlaya.
Avuçlarıyla serperlerdi tohumları
yeni sürülmüş toprağa.
Sadece tohumları değil,
hasat mevsimine uzanan
ümitlerini de!
Etrafa kümelenmiş
karga sürüsüne rağmen.
Nasıl olsa nöbetçisi vardı.
Şaban dedenin geçen yıl yaptığı!
Gübre kokardı.
Ahırda yaşayan hayvanların
altlarından alınıp toprağa serilen.
Tohumları serpiştirmek bittiği zaman
Ekmek koparılarak,
soğan yarılarak yenirdi.
Ellerinde bir büyük domates
iri hamleler ile ısırılırdı.
Kalanlar toparlanıp
yüklenirdi öküz arabasına.
Güneş batarken
başlanmıştır artık duaya.
Yağmur istenirdi Rab'dan
Dilenirdi kısmeti açık bir bolluk!
Kayıt Tarihi : 25.11.2006 08:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!