Âmâlık mı çöktü bilmem,gözüme,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Göze inanmadım,sordum özüme,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Dillerde,ağızda,sözde,dudakta,
Güç,kuvvet,tâkâtte,seste,kulakta,
Baş ile gövdede,elde,ayakta,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Kaşın kavisinde,bahçede,bağda,
Yerlerde,göklerde,ovada,dağda,
Canlıya,cansıza,ayrılan payda,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Geliş,gidiş,iniş,çıkış,düzlükte,
Her ne varsa lügâtlerde,sözlükte,
Kördüğümü teker teker çözdükte,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
İlkbahar,sonbahar,kış ile yazda,
Deryada,bulutta,yağmurda,buzda,
Acıda,kederde,neşede,hazda,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
“Künfe-Yekün” ile her şey nihayet,
Hakk’ı izhâr için bütün mâhâret,
Gönlüme gelince zevkle,saadet,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Tenzih’te,Teşbih’te; Hikmet tahtında,
Tevhit’in sırları O’nun katında,
Zâten ikilik yok kendi Zât’ında,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
Hak’tan ayrı değil âlemi nizâm,
Kim neye kâdirki,ben neyi bozam,
Yaralım Göz oldu, bütün her âzam,
Eğriyi doğruyu bir görür oldum.
17.03.1998
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 27.6.2007 17:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
selamlar
TÜM YORUMLAR (1)