Yetiştirir her meslekten insanlar,
Ana kucağı kadar sıcaktır bu okullar,
İlk okumaya başladığımız o yıllar,
Bilgi dolu eğitim yuvasıdır okullarımız.
Edep ve terbiye, saygı ve sevgiyi,
..
Güçlüyü haklı değil, haklıyı güçlü kıldın.
Dürüstlüğü en büyük, erdem olarak bildin.
Siyasette herkese, aynı mesafe durdun.
EĞİTİMDE BİR SENSİN, CANIM EĞİTİM BİRSEN
Türkiye'de en büyük, genel yetkili oldun.
Memurlar arasında, saygı ve sevgi buldun.
Vatan için ağladın, milletimizle güldün.
..
Bin dokuz yüz doksan iki'den beri
Haklının dik başı Eğitim Bir Sen.
Sahipsiz değildir akarken teri,
Ekmeği ve aşı Eğitim Bir Sen.
Nerde şeytan varsa, orada taşçı;
Zalime dur diyen orduda başçı.
..
EĞİTİMDE YENİ ATILIMLAR
Eğitim yıllardır işinin ehli olmayanlara terk edildi. Hatta daha ileri giderek diyebiliriz ki en büyük ihanet bu alanda yapıldı. Bir ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız onun eğitim sistemini bozun bu onlara yeter. Hatta daha ileri giderek diyebiliriz ki bir ülkeyi yenmek, yıkmak, yok etmek, tarih sahnesinden silmek istiyorsanız onun eğitim sistemine bir şekilde müdahale edin bu yeter de artar bile.
Bizim eğitim sistemimize değil müdahale etmek, yabancı ülke eğitim uzmanları adı altında gelen organize şebekeler tarafından her beş yılda bir taarruz edilir. Bu taarruzlarla yeni yeni yerleşmeye başlayan sistem allak bullak edilir, bir daha toparlanamaz hale getirilir. Yüksek ücretlerle gelen bu uzmanlar yeni eğitim sistemi vaadiyle gelir, eğitimi her zamankinden daha fazla karıştırır, içinden çıkılmaz hale getirir.
İşte şimdi eğitimi kurtarmanın zamanı. Eğitimde yeni arayışlar ve buluşlar yapılmalı. Batılı araştırmacıların ilgi duyduğu Osmanlı ve Selçuklu sistemleri incelenmeli. Onlardan yola çıkılarak yepyeni bir sisteme ulaşılmalı. Nizamülmülk’ün, Fatih Sultan Mehmet’in medreseleri mercek altına alınmalı. Ali Kuşçuları, Gazalileri, İbn-i Rüştleri, Farabileri, İbn-i Sinaları, Kadızade Ali Efendileri, Bakileri, Nefileri, mikrobu keş eden Ak Şemseddinleri, Fatihler yetiştiren Molla Güranileri yetiştiren kurumların metodolojisi bulunmalı, çağa uydurularak yeniden ihya edilmelidir.
Eğitimi gönüllü-vakıf sistemiyle re organize etmeli, kar amacından ziyade bilim ve sanata katkı amaçlı hale getirmeli, bu amaçlar doğrultusunda devlet teşvikleriyle desteklenmeli ve yönlendirilmelidir. Mabetlerle iç içe bir eğitim tasarlanmalı, ladini eğitimden dini eğitime geçilmelidir. Ahlaklı nesiller yetiştirmenin yolunun dindar nesiller yetiştirmekten geçtiği bilinmeli, dersler ve ders müfredatları ladinilikten çıkarılarak dinileştirilmelidir.
..
Cibiliyetin bozuksa, ne eğitim ne makam ne rütbe kâr eylemez aslına
Hangi yüzünle bakarsan bak, kaç kez aldatırsın sahte postunla
..
Eğitim ülkelerin tek özgürlük yoludur
Eğitimsiz insanlar asla özgür sayılmaz.
Çocukları eğiten aile ve okuldur.
Okulsuz bırakarak hiç kimseye kıyılmaz
Çocuklara harcanan, en büyük yatırımdır
Kârı çok büyük olur, zarar eden hiç olmaz.
..
Dört Dörtlük Eğitim İçin
Okula Gel
Oku öğrendir, Yüce Resulün sözü.
Âlemlere rahmet olan, O kula gel.
Eğitim şarttır, budur hayatın özü.
..
Çocuklarımız geleceğimiz bizim
Tertemiz bir nehir gibi
Gelirler dünyaya
Yarınlara akar akar dururlar
Aile sevgisine muhtaçtırlar
Bulamazlarsa sokakta ararlar
..
Son dönemlerde cocuklara reva görülen öldürülme ve kötü davranışlar cok artı farkındayız en agır cezalar gelmeli suc işlemeyi engellemek icin ama yarayı icten tedavi etmek lazım cezaları agırlaştırmak gecici bir cözümdür egitim cok önemli helede aile egitimi öncelikli olarak ama her ailenin cocuguna düzgün egitim verecek kapasitesi yok biliyorum önce aileler egitilmeli cocuk egitimi hakkında cocuguna saglam egitim verebilsin anne baba cocugunu büyütürken bazı degerleri ona vermeli aile egitiminde şahit oldugumuz yanlışlar var insanlara hırs ve nefret aşilayan aileler gördüm herkesde şahit oluyordur bunlara en basitinden bir örnek vereyim mesela kardeşini veya arkadaşini dövsene hanginiz güclü bakalım diyen bir baba veya akrabalar gördüm ben ve cok ayıpladım o insanları böyle hırsla nefretle büyüyen bir cocuk daha cok suc işliyor diye düşünüyorum aile egitiminde anne ve babanın verdigi egitim okuldaki egitimden daha kalıcıdır sevgi ve saygı insanı güzel olan davranışlar verilen ve öyle
egitilen bir cocuk büyüdügünde böyle bişeyi yani başkalarına kötü zarar verecek şeyleri asla yapmaz yani canı olmaz kimseye zarar vermez bu benim düşüncem cocuklarımıza insan olmayı insan kalabilmeyi ögretelim para hırsı aşilamayalım en büyük zengin kalbi sevgi ile dolu insanca yaşayan ve yaşatandır zenginlik yüreklerimizde olsun diyorum...
..
Alt taraf şişhane, üst taraf kaval;
Modamız Eğitim Bilimleri'nden.
Bilimsel cevâba, bilimsel suâl;
Edâmız Eğitim Bilimleri'nden.
Ben Aydın'da ördek, sen Van'da kuğu;
Oralarda titretirdik kuyruğu.
..
SAVAŞ AÇTIK SON YILLAR
Tüm milli değerlere, savaş açtık son yıllar,
Milli değerlerine, sarılırken uluslar.
Yaban isimleriyle, donatıldı levhalar.
Ne bir milli siyaset, ne bir milli savunma,
Milli olan bir değer, kalmadı ülkemizde.
..
Acımasız olmuş zaman,başka bilmez lisan
Sen bana,ben sana muhtaç,başıma ol taç
Zalim olmak etmez bir adam,eder madam
Ömür kısa; sağlık, eğitim, adaletten şaşma
Akla karayı seçmekte her adam gibi adam
Sevgi,saygı birbirine küsmüş,hasta adam
..
Güzel Gazantep’imde doğup büyüyen “Güzel Gazianteplilerim”den biri de Beşir Göğüş’tür. 12 Şubat 1915’te yaşama gözlerini açan bu güzel insan, İlk ve ortaöğrenimini kentimizde yaptıktan sonra 1933’te Öğretmen okulunu,1938’de “Gazi Eğitim Enstitüsü”nün Dil - Edebiyat bölümünü bitirdi. Aynı yıl Ankara Devlet Konservatuvar’ında, fonetik ve diksiyon asistanı olarak çalıştı ve “Müzik Öğretmen Okulu”nda Müdür Yardımcılığı yaparak Türkçe dersleri verdi.
Kendisiyle tanışma mutluluğunu na yazık ki tadamadığım Göğüş, 1939-1950 yılları arasında Ankara’da orta dereceli okullarda Türkçe öğretmenliği, müdür yardımcılığı görevlerini sürdürdü.
1943 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı Ortaokullar için Türkçe ders kitabı yarışmasını, Kemal Demiray’la birlikte kazandı.
İlk kez 1945 yılında basılan bu kitap uzun yıllar okullarda ders kitabı olarak okutuldu.1950 yılında “Gazi Eğitim Enstitüsü”nün uygulama okulu olarak çalışacak olan “Namık Kemal İlk ve Ortaokulu”nu kurmak üzere müdür olarak atandı ve bu okulu kurdu.
1954 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi raportörlüğüne alındı. 1959-60 yıllarında high school programlarını incelemek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildi. Bu ülkede yaptığı incelemeler, anadili eğitimi konusunda sonraki yıllarda yaptığı çalışmalar için önemli bilgilere ulaşmasını sağlamıştır.
1963 yılında Öğrtemen Okulları Genel Müdür Yardımcılığına, 1964 te de Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişliğine atandı.1966 yılında Türk Dil Kurumu’ndan kendisine yönetmen olarak çalışması önerilince, emekliye ayrılarak bu kurumda çalışmaya başladı.
Türk Dil Kurumu’nda yönetmen olarak çalıştığı dokuz yıllık süre içerisinde diğer çalışmaları yanında Halkevlerinin “Atatürk Enstitüsü”ne Kurumu temsil için katıldı ve bir yıl da başkanlık yaptı.1975 yılında Kurum’dan kendi isteği ile ayrılarak evinde Türk dili ve eğitimi üzerindeki çalışmalarını sürdürdü.
..
Şaştım kaldım sustum oldum divane
Hele bir cevap ver gençlik nereye
Fikir zikir şükür hepsi bir yana
Ne olur bir sorun gençlik nereye
Sağcısı solcusu hepsi bir âlem
Ne fikir ne kaygı ne keder elem
..
Çağırdılar personeli,eğitime Lara’ya.
Kaldığımız mekan iyi,sanki benzer saraya.
Arkadaşlar parmak bastı,çeşit çeşit yaraya.
Hem konuştuk,hem tanıştık,güzel oldu eğitim.
Sabah kalktım dalga sesi,çağırıyor Akdeniz.
Güneş doğmuş,kuşlar öter,hava desen tertemiz.
..
Ey Rabbim yardım eyle, düzelsin zihniyetler,
Eğitim ver bizlere, yaşasın merhametler…
(2013)
..
MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİMİZİ İSTİYORUZ! ..
Bu ülkede, bu vatan coğrafyasında birçok şeyleri hazmettik, ‘—Ya Sabır’ dedik sinemize çektik ama. 70 milyon nüfusunun nerede ise, %60’ları genç, enerjik ve dinamik bir yapıya sahip şu cennet misali ülkemizde, ‘—MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİNİN KAPATILMASINI SİNDİREMEDİM’
Buradaki tepkim veya tavrım, ‘nefsanî’ değil ve asla, ‘—ben’ odaklı olamaz! Milli hislerim bizleri tabii olarak zorluyor! .. İşsizliğin çığ gibi büyüme seyri gösterdiği, ‘—okuma alışkanlığının’ eğlence-magazin kültürünün baskısıyla sürekli sarsıntı geçirdiği ülkemde elbette, ‘—kütüphane’ sevdasının, ‘—yayıncılık’ sevdasının ne kadar ön planda olması gerektiğini şartlar ve gelişmeler göstermektedir.
Buradan, âcizane, köşemizden Sayın Vekillerimize, Sayın Milli Eğitim Bakanımıza ve Başbakanımıza; anlayışlarına sığınarak seslenmek istiyorum; Devlet Kitapları Teşkilatı ve ona bağlı olarak yarım asır boyunca, ‘—kitap dünyasına’ bütün Türkiye genelinde hizmet üreten, kurumlarımız vardı; ‘—DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİ’
İlkokul Öğrencisinden, Üniversitelisine kadar bu teşkilatın nerede ise aboneleriydi. Hakkari Milli Eğitim Yayınevi’nde de, Siirt Milli Eğitim Yayınevi’nde de aynı sıcak havayı solukluyordunuz; Kitap meğerse toprak kadar, hava kadar, su kadar insana gerekli imiş! .
Anlayamadım; Türkiye’nin nerede ise bütün illerinde, bir bakıma da Devletin vatandaşı ile ‘—köprüler kurduğu’ bu teşkilatlar hangi akılla kapatılıyorlardı? Ah, Anadolu’yu soluklamaktan uzak, bürokrasim; ‘—kastin neydi senin’ nasıl kıyabildiniz, milletin can evlerine! .. diyesim geliyor.
..
Hayal mı zannedersin bunlar gerçekleşecek,
İç içe oluşumuz engellenemeyecek…
Uzaylına değer ver, onlardan eğitim al,
Kendini tam geliştir, sonra UFO ile sal…
Hem Rab seni affeder ettiğin iyiliğe,
..
DÖRT DÖRTLÜK EĞİTİM
4+4+4
Bu yazımı okuyan pek çok insan bana çok kızacaktır ya da fikirlerime katılmayacaktırlar. Çünkü henüz uygulamasına geçme sürecinde olduğumuz yani kafalardaki bir belirsizlik üzerinedir görüşlerim.
Şu pek tabi bilinmelidir ki en iyi yatırım geleceğe olan yatırımdır ve gelecek deyince de aklımıza çocuklarımız gelir. Çünkü geleceği yaşayacak olanlar, gelecekte emanet olacağımız insanlar çocuklarımızdır.
Bu ülkenin her türde insana ihtiyacı vardır. Çünkü her meslek kendi alanında en önemli meslek, o mesleğin erbabı ise alanında en önemli insandır. Uzunca bir süre uygulamaya mecbur olduğumuz sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin bir ucube olduğu nihayet anlaşılmış ve o eğitimden vazgeçilme kararı alınmıştır.Yeni eğitim modelimizin adı 4+4+4 eğitim sistemidir..Bu yeni sistemin öncelikle hayırlı neticeler getirmesini diliyor ve ümit ediyorum. Bir uygulayıcı olarak biliyorum ki en önemli görev biz uygulayıcılara ve ebeveynlere düşmektedir.
Bir sistemi uygulamadaki başarı için en önemli unsur uygulanması gereken sistemin başarılı netice vereceğine inanmaktır. Kaldı ki inanılmasa bile mademki bu sistem uygulanacaktır o halde en güzel bir şekilde nasıl uygulanılabilinir onun yollarını aramak ve uygulamak gerekmektedir. İllaki eleştirecek noktalar aramaksa maksat eleştirilecek sebep her şeyde bulunur.
..
öğrenmenin olmazsa olmazıdır
sorgulamaktır
peşin hükümlü
ön yargılı olmamak
okumak
araştırmak
güncelden kopmamak
..