Eğer Sendense Gam da Neşe de Başımda Tac

esmer bir titrekliktir yüzündeki perdeler...
cesaretle uzanıp,çekingen duran bakış,
incelik silahıyla incelikleri deler...
teklifsiz tahayyüçler,yüzünde bir ayrı süs
ayrılıktan dem vuran siyahi sazendeler
hayalî bir bahçenin hayali içindeler...

'canı kim cananı için sevse cananın sever...'
akıversin rûhuma susuzluk katre katre,
nedametle boğuşmak şimdi en kutsal görev...
ızdırap ikliminde milyonlar kilometre
kıvrılıp akıyorum,ne sessizlik ne de ses...
inleyen hemrahıyım şimdi ben her kılığın
matemini tutarım dönmezse nazın çarkı
cenaze gibi ben de dostuyum ayrılığın...
ayaklarımda kor var,yüreğim ise narda
neşe ve keder eğer sendense başımda tac...
aşinasıyız derdin,kardeşimizdir keder...
nihayetsiz zamana düştüğümüz bir gece
ıslanır pencereler,tüter baca,yanar ev
ince uzun bir çizgi olur üstümde hece...
çizgisiz ve noktasız,uzar gider mukaddes...
inan hep senin için,senin için hep,inan
nakşetmişler rûhuma hatsız,hudutsuz aşkı
senden özge tanımam tenim üstümde bir can
esiriyim sevdânın,bana zindan tüm dünyâ
vatansız kalmak ah...ah...ne çetin bir imtihan
sana vasıl olsaydım ak olurdu süveyda
eğer sendense gam da neşe de başımda tac
ciğerimden içeri taze bir nefes girdi
anladım ki bu nefes senden fazla yakacak
neden sonra dağıldım,sönerken bakışlarım
altûnî endamıyla hayaletin belirdi.
nazla hayaletin de evet nazla yakacak
ıslanır gözyaşımla birgün beyaz ellerin
nasıl ki dökülüyor yere yağmur tanesi
seveni anlamamak ah ne büyük bir suç
enseleri koklarken aşığın sıcak sesi
vuslatsız ayrılıkla ellerimi bağladı
efsun-feşan gözlerin,sahib-i nâz ellerin
ram kılmışsın gönlümü bir zülfünün ucuna
hem cefası hem vefası başımda daim tac....

hatıralar kuş olur; uçarlar kanatlanıp,
aktığında nefesi hayata perde perde...
tatlı bir meyve sükût,en güzel mevsim gözün
inci gibi ayağına dökülürken herşey
ceyhan parlaklığında bakışlar yine yerde
eski kitaplar gibi derin, su gibi aziz...

nedense artık beni yakmıyor kızıllığın;
aramıyorum artık mutluluğu sularda...