Bir ağustos akşamı sıcaklığında tenim,
Buğulu bakıyor ağlak gözlerim,
Kalbimi açtım bilmediğime,
Bir gün gelir belki bende beklerim...
Bu şair yüreğimde sessiz çığlıklar var...
Bir o kadar çıplak
Bir o kadar yalınayak
Sevdanı giydirdin
Üzerimden çıkarttın deli gömleğini
Yaralarımı sardın baharlarınla
Acılarımı kabullendin
Ey uzak uzak sevdiğim,
Al, yar da bak yüreğime,
Buram buram,
Sen kokuyor yüreğim.
Sıcaklığınla dokunmadan,
Yanıyor ellerim.
Tertemiz hatıralarla kalcaksın içimde,
Çünkü saf,muhtaç ve temizdi hisler.
Bir o kadar da masumdu bitişi.
Hiç acı çektirmeden, kırmadan,
Sessiz ve sakindi gidişi...
Gidişinin bile bir anlamı vardı.
Ellerimden kayıp giden güvercinin
Kanadındaydı mutluluk...
Bakakaldım ardından biçare
Kanadının çığlığıydı
Suskunluğu bozan...
Çaresiz haykırışlarım
Ellerini hatırlıyorum anne,
Çizgilerini ezberlediğim,
Hayallerime sığdıramadığım,
O bambaşka ipek ellerini...
Bilmem neden hep onlar gelir aklıma...?
Ömrüm bir matem denizi
Yüzüyorun en acılarda
Bir küskünlük maskesi
Hüzün kokan dalgalarda
Bıraksam bedenimi
Bu acılar denizine
Akşamın olması da mutlu ederdi,
Bir zamanlar içimi,
Şimdi korkuyorum karanlıklardan,
Hep bir ışık olmalı,
Ruhumu, beynimi,kalbimi
Ve tüm dünyamı aydınlatmalı...
Yoksulluk en acı dosttur insana,
Ama dosttur.
Acı soğanı,ekmeğe katık etmek,
Yeri geldiğinde,Sadece kuru ekmek....
Özledim o acı dostumu,
Yüreğimi kanatırcasına düşünüyorum seni
Neredesin şimdi,ne yapıyorsun bensiz...?
Düşüncendemiyim,çoktan sildin mi yüreğinden...?
Buradaki yağmur damlalarından da var mı orada...?
Seyrediyor musun sende camda süzülen gözyaşımın aksini?
Demli bir çay yap kendine,benim içinde yudumla.
serkan ben
görüşmek istemiyonmu